Kitap romandan çok Filiz Aygündüzün otobiyografisi gibi olmuş. Henüz 23 yaşındayken öğretmen olarak Diyarbakır atanması ve çekilen kurayla dönemin en karışık ilçelerinden Silvan'da göreve başlamasını anlatmış.
Belki de yaşadığım aynı zamanda memleketim olan Diyarbakır anlatıldığından olsa gerek kitabı bir an olsun elimden bırakamadım.
Bir aşk hikayesinin yanı sıra siyasi boyutuda anlatılmış. Kürt ve Türk halkının dil konusunu ve olayları kişiler üzerinde sosyolojik tespitlerle anlatılmış.
Son olarakta şehrimize atanıp gelip sonrasında giden hemen her kesin söylediği bir söz vardır.
Ağlayarak geldik ağlayarak gidiyoruz...