Okullarda okutulan tarihi sorgulatan bir kitap. Sanatın, dinin, otoritenin birbirlerinden tamamen bağımsız var olamayacaklarını, etkileşim içinde olduklarını bir çok örnekle ortaya koyuyor. Örneğin Antik Yunan zamanında yönetimin güçlü durumu düşünce dünyalarında kişinin kendini gerçekleştirmeye yönelik fikirleriyle yer buluyor ama Büyük İskender'in buraları ele geçirmesi sonucu yerini acıları kabul eden ve bunlarla yaşamaya çalışan çileci fikirlere bırakıyor. Aynı şekilde Falanks düzeninin sağladığı başarılar ve bireysel kahramanlıklardan çok beraber hareket etmeyi gerektirmesi önceden ödüllendirilen bireysel kahramanlıkların artık kötü olarak nitelendirilmesine sebep oluyor ve bundan dolayı edebiyatta önceki kişisel anlatımların yerini polisin(şehir) tamamını temsil eden anlatımlar alıyor. Bu yaklaşımıyla kapsamlı ve kalıcı bir kavramayı olanaklı kıldığını düşünüyorum.