IŞİD’i dönemin yetkililerinden “öfkeli Sünni gençlerin” tepkisi olarak görenler de oldu. ABD’nin bölgeye dizayn vermek için icat ettiği “kullanışlı bir örgüt” olarak görenler de.
Birinci görüşe göre Saddam Hüseyin zamanında devlet şiileri geri plana itti. ABD’nin işgaliyle birlikte şiiler işbaşına geldi, Sünniler boşluğa düştü. Özellikle Maliki ile birlikte Sünniler yönetimden dışlandılar, bu da radikalleşmeyi beraberinde getirdi. Sünni Arap aşiret ve gençler önce Zerkavi’nin yanında yer aldılar, ardından da IŞİD’le birlikte savaşmaya başladılar.
İkinci görüşe göre ise daha önce El-Kaide örneğinde olduğu üzere bu tarz radikal İslamcı Örgütler ABD müdahaleciliğini meşrulaştıran birer kullanışlı araçlar. ABD emperyalizmi nereye müdehale etmek istiyorsa öncü kuvvet olarak bu tarz radikal islamcı grupları önden o coğrafyaya gönderiyor. Ardından da terörizmle mücadele, radikalizme mücadele bahanesiyle o coğrafyalara giriş yapıyor.
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.