BÜYÜK UMUTLARLA hoş geldin dediğimiz 2020, dünya genelini bambaşka kaygılara bulayıp, acı ve sevinci, korku ve cesareti, iyimserlik ve kötümserliği birbirine katarak umarsızca ilerliyor. Sevdiklerini yitirenler, derin yaslarının içinde, aynı ailede aynı virüse maruz olup hayatta kalan diğer yakınlarının buruk sevincini dahi yaşayamadan ayakta durmaya çalışıyor. Tedirginlikle tüm sosyal hayatlarını sınırlandıranların korkusu, önlem alsa da almasa da, bir şekilde virüsün pençesine düşenleri hayatta tutmak için savaşın ön cephesinde durmaksızın çalışan ve aralarında yitirdikleri meslektaşları da olmak üzere sayıları giderek yükselen kayıpları önlemek için bitap düşen sağlık çalışanlarının kararlılığı ve cesaretiyle iç içe geçiyor. Kuşkucular, ki bunların arasında virüsün ölüme götürdükleri de var, komplo teorileriyle ve koronavirüsü inatla yok saymakla bambaşka âlemlerde gezerken; evden çalışma olanağına sahip olamayanlar ise, her gün gerek işe gidiş–geliş yolculuklarında gerekse görevlerinin başında virüse maruz kalmamak için çabalıyor. Ve bazıları da, kendilerinin ve diğer insanların yaşamlarını hiçe sayarak, her şeye rağmen, çılgın partilerine, kalabalık kutlamalarına hiçbir tedirginliğe kapılmaksızın doludizgin devam edebiliyor. Zengin fakir, genç yaşlı, sağlıklı sağlıksız herkese ayrım gözet- meksizin bulaşa devam eden virüse karşı hepimiz savunmasızız. Bu, yok sayamayacağımız bir gerçek. Ama içimizi ısıtacak bir gerçek daha var. Dünyanın gördüğü ilk pandemi değil bu; ve evet, sonuncu da olmayacak. Çocukluk, ilk gençlik yıllarım ve artık hayatta olmayan aile büyüklerimle yaşadığım güzel günlere dönüp bakıyorum ve şanslı bir neslin mensubu bir birey olarak, bugünün çocukları ve gençleri ve yaşlılarının zaten yeterince acı barındıran bir dünyada gözle görülmeyen bu düşman karşısında yaşadıkları acılar, kayıplar ve tedirginliklerinin bir an önce son bulmasını içtenlikle diliyorum. Gerek cephede her kademede hizmet veren sağlık çalışanları, gerekse laboratuvarlarında ter döken biliminsanları daha önce de pandemileri sonlandırdı, bu gidişe de dur diyecek. O güne dek bize düşense, sosyal adaletsizliğin savunmasız kıldığı insanları öncelikle gözeterek, sağlık çalışanları ile el ele bu acımasız virüse birlikte direnmek. Sağlık ve sevgiyle kalın... MERCEK ALTINDA T Ü M AY R I N T I L A R I Y L A KORONAVİRÜS COVID–19’a neden olan koronavirüs, vücuda girdikten sonra nasıl bir strateji izliyor, hangi mekanizmaları hedef alıyor, savunma sistemini nasıl tetikliyor ve ne gibi zararlara yol açıyor? Queens’deki (New York) Leo F. Kearns Cenaze Evi’nin direk- törü Francisco James, birçoğu COVID–19 nedeniyle yaşamını yitirmiş insanların bedenlerinin tahnit ya da gömü öncesi muha- faza edildiği soğutul- muş bölmeye giriyor. GİRİŞ KORKUNÇ YIL 2020 yılında yaşamla- rımıza bütünüyle hük- meden yegâne olay COVID–19 oldu. Yaşa- nan gelişmeler herke- sin aklında benzer soru işaretleri bıraktı. Bir- çok insan hâlâ merak içinde: Bu korkunç yıl geride kalacak, ancak yaralarımızı nasıl sara- cak, nasıl iyileşeceğiz? ARGÜMAN NESLİME MEKTUP Pandeminin yorduğu 18–25 yaşlar arasındaki gençler “Ayvayı Yemiş Nesil” olarak anılıyor. VERİ TABLOSU İLK 100 GÜN Virüs, dünyanın dört bir yanına nasıl yayıldı? TÜ M AY R I N T I L A R I Y L A KORONAVİRÜS COVID–19’a neden olan koronavirüs, vücuda girdikten sonra nasıl bir strateji izliyor, hangi mekanizmaları hedef alıyor, savunma sistemini nasıl tetikliyor ve ne gibi zararlara yol açıyor? Queens’deki (New York) Leo F. Kearns Cenaze Evi’nin direk- törü Francisco James, birçoğu COVID–19 nedeniyle yaşamını yitirmiş insanların bedenlerinin tahnit ya da gömü öncesi muha- faza edildiği soğutul- muş bölmeye giriyor.

National Geographic Türkiye - Sayı 235National Geographic Türkiye · National Geographic Türkiye · 202020 okunma

12 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

red john