Sen nasıl güzel bir kitaptın.... Turgut Özakman’ın Şu Çılgın Türkler adlı eserini okumadıysanız mutlaka okuyun, ama bu eserini de gözardı etmeyin derim ben. Turgut Özakman oldukça sıradışı bir konuyu el alıyor, küçük bir çocuğun yirmili yaşlardaki bir kadına olan aşkını okurken neden kapağa Gustav Klimt’in bu ünlü eserini koyduklarını anlamak hiç de zor olmuyor. Benim aklıma Freud’un psikanalitik kuramındaki çocuğun cinsellik açısından bilinç gelişimi ile ilgili bölümleri getiren kısımlar, benim aksime bazı okuyucuları rahatsız edebilir. Lakin bir çocuğun büyüyüp ergenliğe geçişini yine bir çocuğun gözünden ele alan yazar, bence kaleminin ustalığını konuşturmuş. Milli mücadele dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında annesi ve babasını daha minicik bir bebekken kaybetmiş olan isimsiz kahramanımız babaanne ve anneanne evinde büyür. Dönemin Türkiye’sine uygun şekilde, babaanne evi, romanda da geçtiği tabirle taşralı, anneanne evi ise saraylıdır. Her iki kültürü de alan kahramanımız zaman zaman içsel çatışmalar yaşasa da uyum sağlamakta zorluk çekmiyor. Romanda Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçişle birlikte değişen sosyo kültürel yapı da anlatılıyor. Kadının toplumdaki rolü ve yeri kurguya öyle güzel serpiştirilmiş ki, tek bir cümle bile sizi yormuyor. Velhasıl kelam, benden tavsiyedir.

Korkma İnsancık KorkmaTurgut Özakman · Bilgi Yayınevi · 20181,005 okunma

·

95 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elvan