Gönderi

Mustafa Kemal, Akşehir’den Konya’ya geçti. Önceden haber vermeden bir medreseyi ziyaret etti. 17-18 yaşında mollalarla doluydu. Cübbeli sarıklı hocalarıyla birlikte avluya dizildiler. Yerlere kadar eğilerek selamlama yapıyorlardı. Büyük Taarruz öncesinde düzenli orduya asker toplanıyordu. Din eğitimi adı altında medreselere saklananların en büyük korkusu, askere alınmaktı. Sürpriz ziyaretin sebebi de acaba bu muydu? Kıdemli sarıklılardan biri Mustafa Kemal’e yaklaştı, binbir ağladı övgüden sonra lafı bu mevzuya getirdi, medrese talebelerinin askere alınmamasını istirham etti. Mustafa Kemal zaten kendini zor tutuyordu, patladı... “Memleket harp ediyor, istiklal ve mevcudiyetini kurtarmaya çalışıyor, siz burada Arap lisanıyla vakit geçiriyorsunuz. Sizin için bu medreseler, Yunan’ı mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı kıymetlidir? Millet kan içinde yüzerken, milletin çocukları cephelerde yurt için canını feda ederken, siz burada sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz” diye bağırdı!Öfkeyle çıktı gitti. O dönem, memlekette beş bin civarında medrese vardı. Kullanılmayan “kolordu” büyüklüğündeydi. Mustafa Kemal otomobille uzaklaşırken yatışmamıştı. “Buna son vereceğiz” diyordu. “Buna mutlaka son vereceğiz.”
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.