Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
İLK İNCELEME!! :))
‘’Toplumun ahlaka aykırı sandığı kitaplar, topluma ayıbını gösteren kitaplardır.’’ Oscar Wilde'ın ilk ve son romanı olan Dorian Gray’ın Portresi ; Viktorya Dönemi İngiltere’sindeki toplumun iki yüzlü ahlakını sert bir dille eleştirişini konu almaktadır. Dönemin ahlakı gereği işsizler ve yoksullar, işsiz ve yoksul oldukları için en büyük günahkar iken; ahlaklı olmayı en çok savunan, soylu lord, saygın aile reisi, kilisenin rahibi, zengin tüccar… gizliden gizliye kaçınılması va’z edilen günahları tamamının peşindeydiler… Kısacası, bu çağın ahlakı; yöneticilerin, soyluların, zenginlerin çıkarlarını koruyan iki yüzlü bir ahlaktı. Eleştirdiği kesimin toplumun güçlü tarafı olması; kitabın ‘’ ahlaki ve ruhsal çürümenin kitabı’’ olarak anılmasına, basımına çeşitli sansürler sonrası izin verilmesine ve yazarı olan Wilde’ın toplumdan dışlanmasına neden olur. Kitabı okuduğumuzda karşımıza 3 ana karakter çıkmaktadır. Oscar Wild bu karakterler ile ilgili ^Basil Hallward kendi hakkımda düşündüklerim: Lord Henry dünyanın hakkımda düşündükleri: Dorian -belki başka yaşlarda- olmak istediğim kişidir^ der. Dorian Gray, sadece kadınları değil erkekleri bile kendine hayran bıraktırabilecek kadar yakışıklı bir gençtir. Her şey ressam Basil Hallward’ın ona tutulup bir portresini yapmasıyla başlar. Dorian bu sayede Basil’in arkadaşı Lord Henry Wotton ile tanışır. Karşısındakileri etkileme becerisine sahip Lord(Sahip olduğu düşüncelerin hepsini benimseyemesem de kelimeleri kullanışı ve çok mantıklı olmayan düşünceleri bile sanki öyleymiş gibi sunuşu ile kitaptan vücut bulup çıkarak beni bile etkiledi),hayatta en önemli değerlerin zevk ve güzellik olduğunu, erdemli olmanın yaşamın zevklerini yok ettiğini savunan görüşleriyle Dorian’ı da kısa zamanda etkisi altına alır ve Dorian’ın değişimi bu şekilde başlar. Basil bitirdiği bu muhteşem tabloyu Dorian’a hediye eder. Dorian kendi resmine aşık olur, Yaşlandıkça bu güzelliğini kaybedeceğini düşünen Dorian ‘’Ne hazin! Ben yaşlanıp çirkin ve iğrenç bir şey olacağım. Oysa bu portre hep genç kalacak. Yaşı şu haziran gününde sabitlenecek; bir gün bile yaşlanmayacak... Keşke tam tersi olabilseydi! Ben hep genç kalsaydım da şu resim yaşlansaydı. Bunun için neler vermezdim. Varımı yoğumu verirdim. Ruhumu bile satardım!’’(syf 30) der ve bu dileği garip bir şekilde gerçekleşir. Dorian’ın bundan sonra yaptığı her kötülük ve günah tabloya yansır ve tablo günden güne mide bulandırıcı bir hal alırken Dorian güzelliğinden hiçbir şey kaybetmeden hayatına devam eder. İşte tam burada şu soruyu sormak gerekiyor: Kendini haz ve arzuların kucağına atan biri hayatını kaygı ve azap duymadan sürdürebilir mi? Bana göre romandaki portre, insanın yaptıklarının bir şekilde ruha ve hatta bedene yansıdığını, kişinin yaptıklarından muaf olamayacağını gösteriyor; bu yüzden portreyi insanın vicdanının gözle görülen simgesi olarak yorumluyorum. İçimizdeki portreden, vicdan azabından kurtulmak, yapıp ettiklerimizi unutmak mümkün değil! Nitekim Dorian da zaman zaman “Anılar, korkunç bir hastalık gibi ruhumu kemirip bitiriyor’’der (syf 233). Ve her insanın içinde bir portre vardır, yaptıklarını kaydeden, yansıtan bir ayna! Ondan kimse kaçamaz, Dorian da kaçamamıştır! İçinizdeki bu portreye Dorian Gray’in aksine iyi bakmanız dileğiyle
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Ren Kitap · 201872,6bin okunma
·
27 görüntüleme
Ebru okurunun profil resmi
Çok doyurucu bir inceleme olmuş, eline sağlık. Kitabı okuyacaklarıma ekledim
Esra okurunun profil resmi
İncelemeyi beğendiğine sevindim. Güzel bir kitaptır tavsiye ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.