Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Marx ve Engels'in en güçlü yanları şudur: Sınıflı toplum sömürücülerinin uydurdukları "üstün insan", "insanüstü" kavramına bir daha geri getirilemezcesine son vermiş olmalarıdır. Tarihte her gerçek devrimci o gerçek için çarpıştı. Antika çağların en son ve en büyük devrimcisi Muhammed Mustafa da o gerçeği ortaya koydu. 1- Kur'an diliyle: "Mâ ene, illa beşerûn mislikûm" (Ben tıpkı sizin gibi insandan başka hiçbir şey değilim) demekten korkmadı. Çünkü safkan devrimci olması Muhammed'e yetip artıyordu. Kabe'de putları kaldırırken, herşeyi insanüstü, üstün insan gibi görmeye ve göstermeye yatkınlaştırılmış bulunan çağdaşlarına bir uyarıda bulunuyordu. Hiç kimseyi insandan başka bir şey saymamalarını, Allahlaştırılmış insanların, gene insan oyuncağı birer put olduklarını öğretiyordu. Sezgiyle buluşu buydu. 2- "Hâtem'el Enbiya" (Yalvaçların, Peygamberlerin sonuncusu) olduğunu söylerken de, aynı Muhammed aynı sezgi gücüne dayandı. Gelecek sınıflı toplumlarda, egemen sömürücü ve soyguncuların insanı kafadan silahsızlandırmak için uydurmaya girişebilecekleri yeni yeni "Üst-insan" kukla putlarını şimdiden ve ebediyyen kırmak istedi. Her soyguncu sınıf, kendi imtiyazlarını büyük çalışan yığınlara olağan ve önüne geçilmez şeymiş gibi yutturmak ve kusturmamak için, kalkar, Muhammed'den başka yeni yeni "peygamberler" düzerdi; kendi dalaveresini haklı çıkaracak başka "Allahlar" uydurabilirlerdi. Muhammed, o alçakça gerici zalimlikleri köklerinden kazımış olmak için: "Artık, benden sonra peygamber yok!" diyordu. "Sakın, insanlar allahlaştırılmasın! İşte görün: Ben de sizin gibi insandan başka bir şey değilim." İnsanlığın insanlığa getirdiği en büyük ve en son Muhammed anlaşıldı mı? Ne gezer. İslamlığın, ilk dört "Hülefâyi Raşidiyn" (Uçmakla muştu lanmış Halifeler) çağı henüz sonuna ermemişti. Parayla müslüman olmuş "Müellifet'ül Kulub" (Gönülleri uzlaştırılmış) eski kodamanlar, subaşlarını kestiler. Bunlar eskiden Muhammed'i öldürmek istemişlerdi. Müslümanlara türlü işkenceler yapmışlardı. Ettikleri tutmayınca, pişman göründüler. Kaleyi içinden fethetmek üzere, herkesten çok Müslüman göründüler. Şimdi Müslümanlığın alınyazısını çizecek iktidar Kureyş kodamanlarının entrikacı ellerine geçmişti. Neden? Çünkü, Kur'an'ın "Mülk Tanrınındır" ilkesi yerine, "mülkiyet, egemen Tefeci-Bezirgân efendi + eşraf + ayan + hacıağalarındır" ilkesi geçirilecekti. Çünkü sınıflı toplum baskın çıkmıştı. Müslümanlık gibi devrimci demokratik bir atılış, derebeyleştirilmiş saltanat kılığında soysuzlaştırılacaktı. Tarih, henüz "tekerrür" etmekten kurtulamamıştı. O yüzden, Muhammed'in tezeği bile olamayacak sürü sürü halifeler, dejenere sultanlar türedi. Bunlar İslamlığın ve Kur'an'ın bütün devrimci yanlarını baskı altında soysuzlaştırdılar. Böylece Allaha karşı çıktılar. Ama sözde koyu Müslüman kaldılar. Kendilerini, "Allahın yeryüzündeki gölgesi" ilan ettiler." HİKMET KIVILCIMLI
··
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.