Yakup Aslan'ın bu kitabı İran devrimi özelinde yazarın yaşadığı heyecanı, serüveni, hayal kırıklıklarını ve samimi özeleştirisini içeriyor. Yazarın bizzat girdiği savaşlar var. Cepheden anıları. Devrim sonrası izlenimleri ve yaşadıkları. Devrim kadrosunun saf dışı bırakılması yavaş yavaş. Tanıdık birçok isim. İslamcılığın da yakım geçmişinin bir bir dökülmesidir aslında. Kitapta geçen birçok isim Türkiye İslamcılığında tanıdık simalar. Bu kimliklerin o dönemle konumlanışları ile şimdiyinde karşılaştırma imkanı buluyorsunuz. Birçok riyakâr ismin betimlemesini okuyacaksınız. İran Devrim'i sonrası devrimin İrandaki atmosferini tanidık birçok isim üzerinden anlatıyor yazar. İran-Irak savaşı, devrimin mezhepsel yola kayışı, Humeyni ve etrafındakilerin inanılmaz fetvalarla Kürtlere karşı kıyımları. Kürtlere karşı sözlerinden dönüşlerini okuyacaksınız o coğrafyada yaşan Kürt mollaların serüvenleriyle. PKK'nin kuruşu da kısaca var. Velioğlu'nun yeni yeni orda ortaya çıkışı. Fikirlerini zevkle okuduğum Abdulkerim Suruş da var yer yer. Benim için bu kitabın anlamlı olması tanıdığım okuduğum birçok simayı devrim etrafındaki şekillenişleri ve günümüzü karşılaştırmakla birlikte şu da var: Değişim heyecanının devrim olarak toplumsal zemine yansıyam travmasını okuma anlaminda da önemli sosyopolitik temalar barındırıyor. Devrimin kendi evlatlarını barbarca yediğini söyler kısacası yazar. Kitaptan bagımsiz söylersem; Kürt aydın Abdurrahman Qasımlo'ya karşı Humeyni İran'ının tavrı ile Şah Pehlevi'nin seküler İran'ın Kürt lider Qadı Muhammed'e karşıki tutumlarınım ortak noktası Kürtleri kabul edememeleri hastalığının ortak olması trajik bir ders niteliğinde sanırsam.

Bir Rüyanın Ardından Gerçekleşen Sessiz DevrimYakup Aslan · Ozan Yayıncılık · 20145 okunma

··

53 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tarık