Gönderi

336 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Şu yapayalnız, şu ağlamakli genç adam da kim?
Şiiri ben, oluşum süreci içinde severim; yâni işçiliğini severim şürin. Ozanlık, bence, şiirle boğuşmaktır, yıllar önce yazılmış birkaç parça şiiri sürükleyip gezinmek değil!.. Ozanlığı şiirseverlikle iyice karıştıranlar, şiirle boğuşacaklan, hergün yeni bir şiirle çıkacakları yerde sokağa, eski şiirlerin håfızlığıyla yetinip avunmayı iş sayıyorlar! Şu makina, şu elektronik çağında bir ozanın, kendi şiirlerini ezberden okumak için zorlanması, gömüt başında imamlık gibi gelir bana. Gerçekten de, bitmiş şiir, yâni kağıda basılmış şiir, arenada kanlar içinde yatan boğa ve onun başında yapayalnız dikilip duran matador gibidir bence, acı verir bana. Oyun bitmiş, devinim bitmiş, döngü kapanmıştır. Döngü, durallıktır, sevmem durallığı. Havanın durgununu bile sevmem. Ölü boğanın başucunda, kılacı elinde, gözleri yerde, yaslı yaslı, suçlu suçlu dikilip duran şu yapayalnız, şu ağlamakli genç adam da kim? Ben miyim o? Hayır! Beni coşturan, yerde kanlar içinde yatan şu boğa değil, bana şimşekli boynuzlarla saldıran o boğadır. Sevişmek ve sevişmeyi bitirmek. Biri coşkunluktur, biri bitmişlik, tükenmişlik. Onun içindir ki, bana yenilen şiiri bırakır kaçanm ben; kaçanm ve boğuşulacak başka şiir ararım. Basılmış bitmiş şiirlerimi çimdikleyip durmamın nedeni de budur. «Haziranda Ölmek Zoru ellerinize bırakıyorum.
Haziranda Ölmek Zor (2.Kitap) Kızılkuğu
Haziranda Ölmek Zor (2.Kitap) KızılkuğuHasan Hüseyin Korkmazgil · Bilgi Yayınevi · 2016665 okunma
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.