Gönderi

Biz paralı askerler olmakla birlikte bir ruhu ve sadakati olan kullardık. Ruh yitince oldu her şeyin de yitimi. Ruh, iyinin işaretini seçmekle başlayan haberdi. İyi, kötünün bittiği yerdi. Kötünün sınırıysa insanın insana, insanın hayvana, canlı olana hatta eşyaya zulmü demekti. Hepsi de Nizam-ı Alem sırrında gizliydi.Başlangıçta iyi uğrunda canı hiçe saymanın eşsiz doyumuydu duyduğumuz. "Kuru cihangirlik davası" değildi bize vasiyet edilen şey. Sonrasında, gayeyi yitirmişlerin tamamında olduğu gibi, sadece alışkanlık. Savaşıyor olmanın kendisini gayeye dönüştürenlerin taşkın heyecanı. Uğrunda vuracağımız ruh ve sadakat yol olduğunda sadece vurduk. Böyle kötü olduk. Bir kez vurmaya alıştırılmıştık. kulluk bilinci yerine vurmak alışkanlığı. Önümüze ne gelirse vurduk. Sipahileri vurduk sekbanları vurduk. Orduyu, devleti, milleti vurduk. İstanbul'u, Anadolu'yu, eyaletleri vurduk.
Sayfa 147Kitabı okudu
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.