Modern felsefenin ilk ve en güç ödevlerinden biri bu simgeciliği gerçek anlamı içinde ve tüm önemi ile kavramaktı. Eğer Descartes'çı düşüncenin evrimini incelersek Descartes'ın işe cogito ergosum (düşünüyorum öyleyse varım) ile başlamadığını görürüz. O, mathesis universalis (evrensel bilme) kavram ve ülküsü ile işe başlamıştır. Ülküsü büyük matematiksel bir bulgu, çözümsel (analitik) geometri üzerine kurulmuştur. Simgesel düşünce, çözümsel geometri ile çok önemli dizgesel sonuçlara vardıracak ileri bir adım atmıştır. Uzay ve uzaysal bağlantılarla ilgili tüm bilgimizin yeni bir dile, sayıların diline çevrilebileceği; bu çeviri ve dönüsümle geometrik düşüncenin gerçek mantıksal özyarısının çok daha aydınlık ve uygun bir şekilde kavranabileceği ortaya çıkmıştır.