Bu kitabı uzun zamandan deri okuma listeme almıştım fakat malum yaşam temposu içerisindeki öncelikli işler dolayısıyla bir türlü fırsat bulamıyordum. Okuma listemde öne almam ise bir dostumun iğneleyici bir eleştirisiyle oldu. "Sen de distopik kitap yazarısın, bunu nasıl okumazsın" deyince bıçağın kemiğe dayandığını düşünerek en öne çektim listemde. Dünyanızı karartan kitaplardan hoşlanıyorsanız distopik kitapların şaheserlerinden biri olan bu eserle konuya girmenizin yararlı olacağını söyleyebilirim. 1948 yılında yazılan, yaklaşık 40 yıl sonrasını öngören ve bazı açılardan bugün bile bazı kısımları gerçekliğini koruyan öğelerle dolu bu kitabı şaşkınlıkla okuyacağınızı söyleyebilirim. Şahsen kitabın ilk bölümünde çok heyecanlandım, ikinci bölümünde olaylar aşk-ı memnu'ya bağlamaya başlayınca bir an için Londra sokaklarının bir yerinde Behlül'ü de görecek miyim diye düşünerek kitaptan soğumaya başladım fakat üçüncü bölümde yazarın heyecanı doruklara taşıyan aksiyonuyla yeniden kitaba bağlandım ve keyifle okudum. Açıkçası kitabın eşsiz kurgusu güzel ve efsane olsa da yine de herkes gibi Orwell da eleştirilmekten muaf birisi değil ve ben de ona şu eleştiriyi yöneltmek isterdim: Her şey iyi, hoş... Korkunç bir gelecek tasvirinde sapık bir iktidar kurumsal fantezileri için her şeyi yapmış. Hepsine eyvallah... Fakat çok önemli bir soruya aradığım yanıtı bulamadım açıkçası. İktidardaki güvenlik güçleri ne diye hiçbir özelliği olmayan, sıradan bir insan olan Winston'ı düşünce suçu dolayısıyla yakalamışken, kaldı ki suçlu da bulmuşken, son derece ekonomik bir çözüm olarak öldürmek veya işkenceden geçirip yok etmek yerine aylarca emek harcayıp onunla uğraştığı ve sonra o haliyle topluma yeniden saldığı sorusuna tatmin edici bir cevap bulamadım. Winston ne bir örgüt lideri, ne askeri bir vasfı var, ne potansiyel bir tehdit unsuru... Winston bildiğin devlet memuru... Böyle bir adamı kendilerinden birine dönüştürebilmek için çok büyük bir emek ve maliyetle aylarca uğraşıp işkence etmeye değer birisi midir acaba? En manyak devlet için bile... Aslında bu kritik soruyu bizatihi Orwell'in kendisi de kitabın içerisinde sormuş. Fakat doyurucu bir cevap vermemiş. Neyse, işin detayına bu kadar takılmayalım isterseniz. Bu gibi minik kurgu eksikliklerine bakmazsanız kitabın efsane olduğunu rahatlıkla düşünebilirsiniz (ki zaten öyle) ve daha büyük bir huzurla kitabı okuyabilirsiniz. Okumayı düşünenlere şimdiden iyi okumalar diliyorum.

1984George Orwell · Can Yayınları · 2018165,8bin okunma

·

6 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Doç. Dr. Evren Erzen