Oysa ne utanılacak bir tarihe, ne de sorularımızı cevapsız bırakan bir inanç bütününe sahiptik. Arayışın, soruşun, karşılaştırmanın ibadet sayıldığı bir toplumun çocuklarıyık. Bir yazarın tabiriyle " güneşi cebimizde kaybetmiştik. " Kendi dünyamızın sürgünleriydik. Yeniden bulacaktır onu, bir yabancı gibi. İnsan tarihi trajedinin böyle korkuncunu yaşamış başka bir toplum yazmıyor.