Yazar, eserinde biz insanların hayatlarına
hasbihal benzeri öykülerle sessiz ve derinden dokunmuş . Öyle derslerle dolu bir eser ki, her öyküsü insana kendini yeniden sorgulatıyor.
"Ben kimim , ne yapıyorum? "Diyor insan okudukça kendi kendine.
Hepimiz adım adım serencama doğru ilerlerken bu hayat denen yolda neler yapmalıyız menkıbemize varmadan önce bunları öğütlemiş yazar.
Bazı öykülerinde ise biçemine derinlik vermiş. Öğütleri hep yüzeyden değil bazen de abis şeklinde okuyucuya sunmuş.
Bence döneminin edebiyatında avangart ve arketip diyebileceğimiz yeni ve farklı bir tarz oluşturmuş.
Yazdıklarımı somutlaştırmak için birkaç alıntı da ekliyorum.
" Kar, zararın kardeşi gibidir. Bugün zengin olduğun hâlde yarın kendini dilenirken
buluverirsin." s.63
" İnsanda ne olduğunu öğrenmiştim. Artık insana ne
verilmediğini de biliyordum. İnsana neye ihtiyacı olduğunu bilme yetisi verilmemişti. "
s.26
İnceleme yazımı alıntılar ile angaje ettikten sonra , son pasajı kitap içinden hayat dediğimiz bu ezgiyi en iyi şekilde anlatan bir alıntı ile tamamlamak istiyorum.
"Uşak küreği aldı, tam Pahom'a göre bir mezar kazdı:
Üç arşınlık toprak parçası yetti Pahom’a. "
s.80
Keyifli okumalar diliyorum....