Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Osmanlı ve onun güzel tarihi üzerine yazılan kitaplar genellikle iki türlüdür. Birisi kurguların oluşturduğu, içine aşk ilişkilerinin girdiği, hayal ile hakikatı buluşturan ve 70’li yılların en iyi aktörü Cüneyt Arkın’ın canlandırdığı karakterler; diğeri ise Fatih, Kanuni, Yavuz gibi padişahlarımızın yaptığı savaş ve muharebeler. Bu alanın dışına çıkan kitaplarımız ise genelde İlber Ortaylı hocamız tarafından yazılır ve kimse onun gibi eser veremez. Kiminin uğraşmak işine gelmez kimisi de toydur. Gelelim biz kitabımıza ve konusuna. Osmanlı’nın savaş tarihi dışında sanat, edebiyat daha doğrusu ‘Genel Kültürü’ alanında verilen eserleri incelediğimizde ise birkaç isim ve araştırmaları dikkatimizi çekiyor. Biri Ahmet Seyrek tarafından yazılmış Osmanlı Padişahları eseri, diğeri de Mustafa Armağan tarafından yazılmış Osmanlı’nın Mahrem Tarihi. Tabi diğer eserimiz daha detaylıydı ki hatırladığım kadarıyla yazdığım en uzun incelemeyi de bu esere yapmıştım. Şöyle paylaşmak istiyorum: #23723781 Peki, kitabımız bizlere neyi anlatıyor? Bu soruyu sorduğumuzda oldukça uzun cevaplar verebiliriz. Şunu belirtmek istiyorum ki şahsi olarak bir düşmanlığım olmasa da Mustafa Armağan ismine alışamadım. Yani kanım ısınmadı. Ancak ve ancak araştırdığım alanda çok iyi örnekler ve araştırmalar sunduğu için emeğine saygı duymayı biliyorum. Gerçekten büyük emek harcıyor. Şöyle kısaca bir emeğine göz atalım nelerden bahsediyormuş bakalım. Her biri farklı zanaatlarla uğraşan padişahlar, kimi kuyumculuk gibi mücevheratla; kimi marangoz olup odunlarla, kimileri farklı mahlaslarla yazdığı şiirlerle, Yavuz gibi içki içip sonra tamamen tövbe edip camii yaptıran bir padişahla başlıyoruz. Yetmiyor, tarih kitaplarımızda küçük küçük bahsedilip savaşa, kana, ayrılan sayfalar yerine herkesin hakkını vererek yaptığı okçuluk, sanat, kurulan spor kulüpleri, sigara aleyhine yazılar, içki düşmanlığı derken sonsuz gibi gözüken bir yazı dizisi çıkıyor karşımıza. Özellikle zevk ve eğlence denildiğinde akla gelen cinselliğin tamamen aksine yapılan söyleşiler, okunan şiirler, musiki çalınan güzel bir ortamı canlandırdım gözümde. Benim için asıl dikkati çekense verilen dipnotlar. Bazı romanlarda verilen dipnotlar çok fazla olduğunda dikkatimi çeker ve yazar acaba kendi ne yapmış derim ama tarih kitaplarında ne kadar dipnot, o kadar araştırma ve inceleme demektir. Şöyle düşünelim, kitap üzerinden gidelim. 36 Osmanlı Padişahı var. Böyle bir kitabı 10 dipnot ile 100 dipnotla yazmak bile fark yaratır. Çünkü tarih için ne kadar araştırma yaparsanız, ne kadar bilgi toplayıp o bilgileri tek kitapta birleştirirseniz insanları zahmetten kurtarırsınız. 100 sayfalık 36 kitap okumak mı yoksa 300 sayfalık 36 insanın olduğu kitabı okumak mı size kolaylık sağlar. Cebinizde 10 tane 1 TL ile gezmek mi kolaydır yoksa 1 tane 10 TL ile gezmek mi? İlki çok rahatsızlık verir, öyle değil mi? Kolayı varken neden zora gidelim. O yüzden dipnotlar tarih kitaplarında önemlidir ve araştırma sayısını gösterir bizlere. Sözü daha fazla uzatmak da gereksiz olur. Okuması da oldukça kolay çünkü ağır bir dil yerine daha sade ve yalın bir dil tercih edilmiş ki, bilirsiniz bu benim favorim, böylece okurken sizi yormuyor ve sıkmıyor. İyi okumalar dilerim..
Osmanlı'nın Mahrem Tarihi
Osmanlı'nın Mahrem TarihiMustafa Armağan · Timaş · 2008210 okunma
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.