Gemi kaptanlığı yapan maceracı Doktor Lemuel Gulliver, çalıştığı gemi batınca yüzerek karaya çıkar. İlk macerasında minik insanlar ülkesi Lilliput’a konuk olur. Aman ne konuk olma ne konuk olma. Oranın minik insanları, geldiğine bin pişman ettiler adamı. Bir güzel bağlayıp, eski bir tapınağa hapsettiler. Gulliver bu ülkede artık bir devdir istese onları yener ama öyle yapmıyor uzlaşmak istiyor. Ancak Liliput’un ahalisi bir yolunu bulup hainlikle suçlarlar. Gulliver burada ölümle burun buruna gelir ama paçayı kurtararak İngiltere’ye evine döner. Babaannem der ki “birisine deniz yeli vurdu mu karada duramaz.” Bu da o hesap tekrar tekrar seyahat çıkar Gullıver. Önce devler ülkesine ardından, matematik ülkesine, son olarak da asil atların ülkesine gider. Her birinde sonsuz maceralar yaşar ve karşılaştığı tüm ırka saygı duyar. Öyle ki bir yerden sonra insanlardan tiksinmeye başlar. Seyahatlerin sonunda onu Avrupa’ya götüren Portekizli Kaptan; insan ırkına olan olumsuz düşüncelerinden vazgeçirmeye çalışır. Evine dönen Gulliver ilk zamanlar kendini ailesinden ve çevresinden soyutlarken zamanla normale döner seyahat anılarını yazar ve yayımlar. Kitabı okurken hissettirdiği duygular çok güzeldi. Maceradan çok, hisler daha ağırdı. Gulliver her seferinde birbirinden değişik ırkla karşılaşırken onları küçük görmemesi aşağılamaması kendini sorgulaması çok güzeldi. Kitabın ana fikri; fiziksel güç yerine ahlaki değerlerimizin günlük hayatımızı yönetmesi gerektiğiydi. Bir sonraki serüvende görüşmek dileğiyle.

Gulliver’in GezileriJonathan Swift · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,2bin okunma

·

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

mahatmaghandi