Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Anne ve babasının ayrılığı ile ruhunda büyük boşluklar oluşan, hayatının en travmatik olayını yaşayan Audrey Hepburn oldukça zor bir çocukluk geçirmişti. 2. Dünya Savaşı’nı yaşamış, Nazi işgali altında direnişe yardım ederek hayatta kalmıştı. Savaş sona erdiğinde yiyecek ve ilaç dağıtımında, yaralı askerlerin bulunduğu bakım evlerinde görev almıştı. Sonrasında ünlü bir bale okulunda eğitim alma fırsatı yakalayarak komedilerde ve müzikallerde yer almıştı. Bir kaç yıl sonra da o artık bir başrol oyuncusuydu. Güzelliği ve zarafetiyle 1950-1960 lara damgasını vuran ünlü Hollywood oyuncusu #audreyhepburn . Aristokratik, narin, kusursuz yüz hatlarıyla şık giyim tarzında bir moda ikonu, #audreylook imajının sahibi, pek çok modacının ilhamı. Sinemanın gelmiş geçmiş en güzel yüzlerinden biri. Peki bunlar olurken #audrey mutlu muydu? Savaşta ayakta kalmıştı, şöhretin getirdiği sorumluluğun altında eziliyordu. Daha çok sigara içiyor, depresyona giriyordu, çok mutsuzdu. Yıllarca çocuğu olmadı mesela. Pek çok düşük yaptı, ölü doğum yaptı. Evlendikten 6 yıl sonra ilk oğlu Sean’ı kucağına almıştı. Bir taraftan da evliliğini ayakta tutmaya çalışıyordu ama başaramadı. Yıllar sonra ikinci evliliğinden ikinci oğlunu dünyaya getirdi ama bu evliliği de uzun sürmedi. #unicef in iyi niyet elçisi olarak çalışmaya başlamıştı ama 5 yıl sonra kolon kanserinden hayata gözlerini yumdu. Belki de #rob ile tam da aradığı aşkı bulmuşken. Yazarın ilk #biyografik kitabıdır. Güçlü bir mücadelenin hikayesini okudum. Ne çok üzüldüm Audrey’e. Yokluğu yaşadığı gibi varlığın içinde de yokluk hiç bırakmamış yakasını. Sanki hep yalnız kalmış o gösterişin içinde. Aşkta hep yalnız kalmış. Bir çırpıda okuyabileceğiniz ve kesinlikle şans vermeniz gereken bir kitap, yaşanmışlıkları seviyorsanız eğer. Yazarımız @sedaerogluofficial ın kalemine sağlık.
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.