Okumak için geç kaldığımı düşündüğüm en güzel klasiklerden biri. Dickens ihtilalden yetmiş yıl sonra bu kitabı yazıyor. Paris ve Londra’nın hikayesini tanık oluyoruz. Londra rahat örnek alınacak bir hayat yaşarken Paris’te aristokratlar için fakir halkın canın bile değeri yoktur. Acımasızca toplanan sefil halktan vergiler de üzerine eklenince artık büyük kıyım için geri sayım başlamıştır ve ezilen Fransız halkı kralı tahtından indirerek yönetime el koymuştur. “ sert bayan giyotin “ denilen korkunç canavar önceden fakir köylüyü katleden bir araçken artık cumhuriyete karşı çıkacak zengin fakir demeden herkesi “özgürlük aşkına” yemiştir. Artık “haç” budur... Anlatıcı bize devrimin öncesini ve sonrasını eleştirel bir dille anlatmaktadır. Artık ne nefret edilen geçmişe dönmek mümkündür ne de gelecek bellidir! Kitabın bazı karakterlerine gelecek olursak ki bunlar ikizdir , başında sıkıcı ve gereksiz bulabileceğiniz ancak sonlara doğru sizi üzecek Sydney Carton yok mu! Aşıkın fedakarlık olduğunu bir kere daha gösteriyor. Charles Darnay ise sırf aristokrat bir aileden geldiği için ( oysa o bunu reddeder Londra’da kimliğini gizleyen , kendi parasını kazanan ve halktan yana biridir )ölümü hak eder. İnfaz kararı İhtilalin yanlışlarını bu karakter üzerinden önemlidir. Kahramanın baş harflerine dikkat edin yazarla aynıdır! Acaba neden !

İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,9bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

BurcuBrc