Gönderi

Baktım doğru... Doğru ya, bizim Isparta'mızın adamı, düşünmeden "He" demez! Her ne kadar, Osmanlı bizi "Hamit Türkmen'i" diye aşağılar, az biraz avanak sayarsa da, Allah'ıma şükür, Ispartalının aklı, kendini gezdirmeye elverir. Isparta'mızda düşünmeden, bir bilene sıkıca danışmadan töreye aykırı işler tutmak, bilinmez yollara sapmak kanun değildir. Bizim Isparta'mızda baş başa, baş Allah'a bağlıdır. Ispartalıda akıl olmasa, Karaağaç'ımızın Gelendos köyü adamından Eşek Ahmet Ağa'nın oğlu, Malak Hüseyin, öteki adıyla Sıpa Hüseyin, vaktin birinde İstanbul medresesine varıp, biraz okuyup asker okuluna atlayarak subaylığı alır, Sultan Aziz'e CİHAN SERASKERİ olabilir miydi?.. Olabildi, diyelim, Padişah'ı, sonunda, alaşağı edebilir miydi? Edebilir. Çünkü Ispartalı dedin mi, on dakika düşüneceksin! Aslına bakarsan, Kayserilinin adı çıkmıştır, Isparta'nın yetiştirdiği köpoğlusunu, hiçbir yerde, analar çaputa sarmamıştır. Ben aklıma güvenirim ama, pîrime danışmadan şurdan şuraya kımıldamam. Ertesi günü kalktım, şeyhime gittim: "Hal keyfiyet şöyle şöyle, efendim. Medet senden!" dedim. Elini sakalına attı mübarek, bir zaman kurcaladı: "Hemen 'Olur' demek olmaz... 'Olmaz' demek de olmaz, dedi, eşele bakalım Karaoğlan... Yüreğinin gizlisini sezmeye çabala!" dedi. "Acemde oğlancı çoktur. Sakın haa..." dedi. Döndüm geldim, başladım tilki gibi kollamaklığa...
Sayfa 316 - İthaki Yayınları, 5. Baskı (2011), Üçüncü Bölüm, Bozkırdaki Çekirdek, 1, Kara DeğirmenKitabı okudu
·
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.