Gönderi

"Esir pazarına giderken yaşlı bir Arap'ın yanından geçtim. Kuma yüzükoyun kapanmış dua ediyordu. Bu işte, diye düşündüm. Bütün dünyada aynı. Kurallarını çok yıllar önce koymuş bir yasa ile pazarlığa kalkışmak. İlkel kabilelerden birinin sihirbaz hekiminin başını şifalı otlarından kaldırıp, Tanrı'yı gördüm dediği ilk günden bu yana insanlık açısından bu durum hep böyleydi. O günden bu yana Budistler Nirvana'yı arıyor, Hristiyanlar haçın önünde diz çöküyor. Müslümanlar Mekke'ye dönüp secde ediyorlar. Hayalci insan mavi çiçeğe ya da Felsefe Taşı'na ulaşmaya gayret ediyor. Hepimiz birer hacıyız bu dünyada. Hepimiz yola düşmüş, harikulâde olana ulaşmaya çalışıyoruz. Hepimiz gün batımından da ötesini görmeyi arzuluyoruz. Buda, İsa, Muhammed! Gözü kapalı tapınıyoruz sizlere. Sizleri yalanlar ve yalanların yalanlarıyla basitleştiriyoruz. Size ait manayı, sırrı dökülmekte olan bir aynada topluyoruz. Sizlerin bize bahşettiği sevgi ve rahmeti bir sinek, bir hurma ya da bir çocuk tükürüğü şeklinde alıyor, kabul ediyoruz. Ve şafak sökmeden yedi kez diz kırıyor ve tuhaf mimikler yapıyor, sonra da çalılıklar tarafına yürüyüp altın sarısı kumlara sıçıyoruz. Âmin."
Sayfa 77 - Dedalus Kitap, Eserin Özgün Adı: Ikaros ınn Sahara, Norveççe Aslından Çeviren: Banu Gürsaler Syversten, 1. Baskı, Ekim 2015, İstanbulKitabı okudu
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.