Art arda Tomris Uyar okumak bende yazarın kendisine karşı bir tür ısınma başlattı. Fakat ne yazık ki Gecegezen Kızlar okuduğum diğer iki eserine nazaran sönük kaldı. Bu eserdeki hikayeler genellikle belirsizlikler ile dolu ama bu, hikayelere sempati duymanızı engellemiyor. Kimi zaman öyle olur değil mi? Belirsizlikler varken bile birşeylere sempati duymayı başarırız. Sokakta birini görürsünüz mesela iyi bir davranışta bulunduğu için bir sempati duyarsınız. O kişiyi hayatınızda bir daha görmeyecek olmanız veya ismini bilmemeniz birşey değiştirmez değil mi, o sempatiyi azaltmaz? Ama gelip geçici bir yakınlıktır bu da zaten. Ertesi gün unutursunuz bile. İşte bu eser de bu şekilde; karakterlerin ismini, olayların geçtiği yerleri bilmiyorsunuz ama içiniz ısınıyor hikayeye, "dur devamını da okuyayım" diyorsunuz. Fakat fazlaca bir etki bırakmayan hikayeler vardı bu eserde. Bu yüzden "anlık" bir eser olmuş Gecegezen Kızlar. Ama hikayeler kötü mü o kadar? Kötü denemez ama diğer öykülerinin yanında bu eserdeki öyküleri başta söylediğim gibi sönük kalmış. Yine de okumaya değer. Eğer Tomris Uyar okumaya başlayacaksanız Yaza Yolculuk'tan başlayın derim. En etkili hikayeler, okuduğum üç eseri arasında onda. Bu aralar Tomris Uyar ile canınızı sıkmış olabilirim ama mazur görün, inceleme yapmadan edemedim..