Gönderi

Aias, Telamonoğlu
İlyada'da en erdemli yiğit olarak karşımıza çıkan Telamon oğlu Aias'ın adına birçok efsaneler daha kurulmuştur. Bunların arasında şair Sophokles'in "Aias" adlı tragedyasında ele aldığı yürekler acısı dramı üstünde duralım: Akhilleus öldükten, Troya savaşı da bittikten sonra, Thetis'in tanrı Hephaistos'a yaptırıp oğluna getirdiği silahlar kime kalacak diye kavga kopar Akha komutanları arasında. Thetis ister ki Akhilleus'tan sonra en yaman savaşçı kimse o alsın silahları. O adam da Telamon oğlu Aias'tir, ama Agamemnon ile Menelaos ne yapıp yapıp silahlan Odysseus'a verirler. Aias çileden çıkmış, küçük düşürülmüş, ünü, değeri hiçe sayılıp ağır bir hakarete uğramıştır. O sırada bir bunalım geçirir, bizim bugünkü deyimlerimizle bir şizofreni ya da paronaya krizi, bir gece pusu kurar, elinde kılıcıyla Akha ordusunu yok edeceğim diye bir sığır sürüsüne saldırır, hayvanların hepsini bir bir öldürür, soykaları çadırına taşır, öç aldım diye şenlik yapar. Bu işte tanrı parmağı vardır, Aias'ı tanrıça Athena bu korkunç yanılgıya düşürür. Aias kendine gelip ne yaptığını, kimleri öldürdüğünü görünce düşmanlarının karşısında rezil olmaya dayanamaz. Çektiği acı korkunçtur. Bunca büyük bir kahramanın böyle gülünç bir duruma düşmesi Aias'ın katlanacağı bir çöküntü değildir: Kılıcının üstüne atar kendini ve canına kıyar. Sophokles'in bu tragedyasında ününü ömrünün sonuna kadar koruyamayan büyük adamın dramı dile getirilmiştir.
··
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.