Gönderi

Doğunun Büyük Devrimcileri: Mollanur Vahidov ve Sultan Galiyev Bu kitabın ismi boşuna böyle değil; Tatar/Türk halklarının Ekim devrimi sürecindeki eylem ve etkinlikleri açısından çok önemlidir “Doğunun Büyük Devrim­cisi” ûnvanı. Her babayiğidin harcı değildir, bu ûnvanı almak. Hem teorik hem de pratik olarak sosyalist devrim için tam bir sosyalist kararlılıkla ve bilinçle çalışmış olmak yetmez, ayrıca Müslüman Türk halklarının ulusal kurtuluş ülküsünü de bu büyük devrim ülküsünün bir parçası olarak benimsemiş olmak gerek bu ûnvana layık olabilmek için. Tatar komünistleri bu ûnvanı önce Mollanur Vahidov’a sonra Galiyev’e verdiler. Galiyev’e, Merkez Komitesi üyeleriyle (özellikle Stalin ile) Doğu meselesi ve ulusal sorun konusunda anlaşamadığı için tecrit edildiği ve hapse atıldığı bir zamanda bu ûnvan verildi. Tatar devrimcileri bu tavırlarıyla Galiyev’in yanında olduk­larını da göstermiş oluyorlardı. Elinizdeki kitap, Doğu’nun bu iki büyük devrimcisini, Ekim Devrimi sürecinde Bolşevik hareket içerisindeki çalış­maları, idealleri ve öngörüleriyle birlikte değerlendirmek ve etkileri/mirası günümüze kadar uzanan siyasal düşünce yapılarını çözümlemek amacıyla yazılmıştır. Bu çerçevede “Mazlumlar Enternasyonali” idealinin günümüzdeki versiyonu diyebileceğim “Ulusal Devrimci Güçler Birliği” tasarımının olabilirlik düzeyi de, özellikle Türkiye’deki siyasi düşün­celer/hareketler (kökenleriyle birlikte) ve dünyadaki yeni devrimsel gelişmeler ışığında (Güney Amerika mesela), Galiyevcilik, ulusal solculuk, Avrasyacılık tartışmalarının da katkısıyla belirlenmeye çalışılmaktadır. Kitabın, Sultan Galiyev’in siyasal düşüncesinin kökenlerini kavrayabilmemize ve hemen hemen hiç bilinmeyen Mollanur Vahidov’u da ilk defa hem hayatı, hem siyasi düşüncesi, hem de bıraktığı etkiler bakımından tanıyabilmemize katkı sağlayacağını düşünü­yorum.* * *Kitap; aralarında anlamsal bağlantılar olmakla birlikte her birinin kendi içerisinde bütünlük taşıdığı dört ana kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım, Sultan Galiyev’i; ikinci kısım, Ekim devrimini ve bu devrim içindeki Türk Müslüman halklarıyla onların farklı sosyalizm ülkülerini; üçüncü kısım hiç yayımlanmamış belgelerin ışığında Mollanur Vahidov’u ve son kısım da bütün bu tarihsel/teorik zemin üzerinde taslağını oluşturmaya çalıştığım “ulusal devrimci güçler birliği” tasa­rımını anlatıyor. Kısımlar kronolojik sıraya göre değil, anlam­sal ve metodolojik sıraya göre dizildiği için birinci kısımda Mollanur Vahidov değil, Sultan Galiyev ele alınmaktadır.Kitaba Mollanur Vahıdov’dan daha sonra Müslüman sosyalist hareketin önderi olmuş olan Sultan Galiyev ile başla­mak, kronolojik tarihsel dizilişe uymadığı için Galiyevci düşünce tarzını ve hareketini bilmeyenlere yadırgatıcı gelebilir. Ancak, bı; konuları az çok bilen, Asya Türk halklarının Ekim devrimiyle birlikte yürüyen kurtuluş ve aydınlanma hareketini inceleyen, o dönem içerisinde Bolşevik harekete kendi ulusla­rının ulusal özgünlükleri ve değerleri ile birlikte katılarak insaniyet mücadelesi veren sosyalist, komünist milliyetçilerin, kendilerine has bir şekilde geliştirdikleri teorik, pratik ve stratejik projeleri takip eden ve bunların üzerine kurulmuş Galiyevci siyasal düşünceyi özümseyen kişiler kitaba böyle başlamakta abes bir durum görmeyecekleri gibi, diyalek- tik/tümdengelimci metodolojiyi benimsemişlerse bunu bir zaruret olarak kabul ederler. Zira, okuyanlar hemen anlaya­caklar, Mollanur Vahidov’un önderliğiyle başlayan ve Sultan Galiyev’in önderliğinde kemale eren Galiyevci siyasal düşünce ve siyasal strateji, bu harekete katılanlar arasında öylesine bir tutarlılık, tamamlayıcılık, bütünsellik taşımaktadır ki, bu Gali­yevci stratejileri reel politik gelişmeler öylesine doğrulamıştır ki; farklı zamanlarda, farklı coğrafyalarda, farklı örgütlerle bu hareket içerisine katılan veya bu doğrultuda düşünce geliştiren devrimciler sanki tek bir beyinden ve kalpten süzülerek çık­mışçasına ortak bir “fikir havuzu” oluşturmuşlardır. Yani, aslında bu kitaba Tataristanlı Sultan Galiyev ile değil de mesela Türkiyeli Mustafa Suphi, Kazakistanlı Turar Ruskılov’la ya da Azerbaycanlı Neriman Nerimanov ile başlamak da mümkündü. Ancak, hareketi sembolleştiren, teoriyi en son haline getiren ve bu doğrultuda “Galiyevcilik” diye bir siyasal düşüncenin oluşumuna vesile olduğu gibi, topraktaşı olan Mollanur Vahidov’un en yakın yoldaşı, örgütsel yardımcısı, liderliğinin devamcısı ve fikirlerinin takipçisi olduğu için Galiyev’den başlıyoruz. Şöyle söyleyelim; Avrasya Türk halklarının (Türkiye’yi de dahil ettiğimiz için Avrasya diyorum) başlattıkları; sömürgeciliğe karşı milliyetçilik, kapi­talizme karşı sosyalizm hareketi, Doğu merkezli felsefi düşünce ve sosyalist Turan Birliği’nden Doğu Birliği’ne ve nihayetinde Mazlumlar Entemasyonali’ne kadar giden bir ülküyü barındıran siyasal strateji kuramının tohumlan Mollanur Vahidov’la atılmış; bu tohumlar Avrasya’nın ulusal devrimci sosyalistleri(Galiyev, Suphi, Nerimanov, Ruskulov, Ho Şi Min, Tan Malaka,..) vasıtasıyla dünyanın her bir yanına saçılmış ve bütün bu birikimlerin sonucunda “üçüncü dünyacı sosyalizmin babası”, “ulusal sol düşüncenin öncüsü” olarak da nitelendirilmiş olan ve bu şekilde Sultan Galiyev’in de kişiliğini aşarak kuramlaştınlmış olan Galiyevcilik düşüncesi doğmuştur.Bu yüzden Vahidov’u anlatırken söze Galiyev ile başlayıp tümdengelim yönetimini benimsemek uygun oldu. Bir de şöyle bir gerçek var: Vahidov’un düşünce yapısını daha çok nutuklarından, onun konuşmalarım, sohbetlerini dinleyen fikir- daşlannm anlattıklarından ve en önemlisi de muazzam devrimci enerjisiyle ortaya koyduğu örgütlenme çalışma­larından anlıyoruz, fikirlerini buradan çıkarıyoruz. Bu fikirler sistematik olarak Sultan Galiyev’de tecelli etti. Bu fikirleri bilerek Vahidov’un yaptıklarını ve Vahidov hakkında söyle­nenleri irdelersek daha sağlıklı değerlendirmeler yapabilir ve bu şekilde Vahidov’un yanlış anlaşılmasını da önleyebiliriz.Mollanur Vahidov’un önemi ülkemizde hemen hemen hiç bilinmezken, biz onun önemini Sultan Galiyev’i incelcrkcn keşfettik. Hatta biz onu isim olarak bile bilmezken Sıılian Galiyev araştırmaları ve tartışmaları sırasında tanıdık. Adcla, onu bize Sultan Galiyev tanıttı; benim fikirlerim, bi/.inı düşüncelerimiz ilk önce onun işaretiyle yolunu, yönünü buldu diyerek fikir babasını işaret etti bize. İşte bunun için önce Sultan Galiyev ile başlıyoruz. Bu demektir ki aslında, önce Galiyevci hareketin genel düşünce yapısıyla başlıyoruz. Ancak bu şekilde bütünü kavrayarak hem Galiyev’i hem Vahidov’u ve nihayetinde ‘"ulusal devrimci güçler birliği’Vmazlumlar enternasyonali ideallerini de net bir şekilde anlamlandırabiliriz.Türk/Müslüman halklarının Rusya tarihi, Rusya’nın devrim tarihi içerindeki özgünlüklerinde ve yaşadıkları toplu­mun ulusal/kültürel özelliklerinde gizliydi. Vahidov ve Gali­yev, o tarihsel ve toplumsal gerçekliğin ışığında, Ekim devrimi sürecindeki halk hareketlerinin sıcaklığında oluşturmuştu fikirlerini. Bu yüzden ikinci kısımda da bu süreci ve gerçekliği incelemek/yorumlamak gerekmekteydi.Üçüncü kısım ise kitapta Mollanur Vahidov’a ayırdığım kısımdır. Ülkemizde belki de ilk kez, bir kitabın önemli bir bölümü Vahidov’a ayrılmıştır. Burada Mollanur Vahidov’un hayat hikayesi, örgütsel çalışmaları, fikirleri ve Galiyevci hareketin ortaya çıkma koşullan; ilk elden, hiç yayımlanmamış (o bölümdeki makale tarafımca 1999 yılında yayımlamncaya kadar seksen yıl boyunca hiç yayımlanmamış) belgelerle birlikte irdeleniyor. Bu bölümde bu belgelerin bulunma hikayesi de anlatılıyor. Öte yandan Galiyevci hareketin ve ulu­sal sol düşüncenin köklerini irdelemeye ve daha da açıklığa kavuşturmaya çalıştığım bir kısım oldu bu bölüm.Dördüncü ve son kısımda, bütün bu anlattığımız Galiyevci düşünceler ışığında tarihten günümüze doğru dünyada ve özellikle de ülkemizde gelişen siyasal düşünce şekilleri çerçevesinde bir teorik çözümleme ve siyasal strateji önerisi getiriyorum. 1999’da yazmış olduğum bir makale etrafında şekillenen bu kısımda yazdıklarımla ilgili olarak rahmetli üstat Attilâ Ilhan’ın kaleme aldığı “Yıldız, Hilâl ve Kalpak” yazısı da bölümün sonunda verilerek kitap, aynen Galiyev’in, Vahidov’un ve bütün Galiyevcilerin yaptıklan gibi, onların düşüncelerinin günümüze yansıması gibi algılanabilecek ulusal devrimci bir kuram ile son buluyor: Yıldızlı, hilâlli, kalpaklı “Ulusal Devrimci Güçler Birliği.”Bu kitabın yayınlanması için beni teşvik eden ve bana destek olan Cenk Reyhan. Şenol Durgun ve tabii ki özellikle Mutlu’ya teşekkürler... Hakan Reyhan Ankara, Eryaman 26 Nisan 2006
·
41 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.