Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İdeolojik meal yazımı, “yeni bir din tasavvuru” oluşturmak gibi bir maksada hizmet ettiği için reddedilmelidir! Kur’ân metnine hakkıyla vakıf olmak için gerekli alt yapı ve birikimden yoksun bulunan kitleler, meal vasıtasıyla Kur’ân üzerinden belli maksatlara kanalize ediliyorsa, burada elbette mesele farklı bir mahiyet kazanmış demektir. İtirazımız temelde bu noktayadır. Eldeki Hadis külliyatının –erbabı tarafından sahih olduğu söylenmiş olanlar da dahil– “uydurulmuşluk” şaibesi altında bulunduğu görüşünü “kesin ilmî veri” olarak kabul etmiş bir meal yazarının, “hadis” kelimesinin olumlu anlamda geçtiği ayetleri “söz”, olumsuz anlamda geçtiği yerleri ise “hadis” olarak tercüme etmesi ideolojik meal yazımının tipik örneklerinden birisidir.(1) Kader inancıyla problem yaşayan bir meal yazarının, “kader” kelimesinin geçtiği ayetleri “ölçü” ifade edecek şekilde yorumlaması ve “Kader “ölçü”dür; kadere iman Allah’ın hiçbir şeyi ölçüsüz yaratmamış olduğuna imandır” diyerek kaderi “ölçü”ye indirgemesi ideolojik meal yazımının bir başka örneğidir.(2) Ahirette Allah Teala’nın dilediği kullar için ve yine O’nun izniyle şefaat edileceğini bildiren ayetleri, Efendimiz (s.a.v)’in günahkâr mü’minlere şefaat edeceğini haber vererek tefsir eden mütevatir hadisleri dikkate almadan yapılan şu açıklamalar da zikre değerdir: “Demek ki Allah’ın razı olduğundan başkasına şefâ’atin bir yararı olmaz. Esasen O’nun rızâsı, cennette en büyük ni’met olduğu için O’nun rızâsına mazhar olanın şefâ’ate de ihtiyacı olmaz. Belki şefâ’at onu Hakk’a daha da yaklaştırır. Allah’ın, bazı yüce ruhlara şefâ’at izni verip vermeyeceği kesin belli olmamakla beraber bazı âyetlerden zımnen böyle bir mânâ anlaşılabilir. Asıl âyetlerde sözkonusu edilen şefâ’at, meleklerin şefâ’atidir. Bu âyetler karşısında Hz. Peygamber’in âhirette büyük günâh sahiplerine şefâ’at edeceği hakkındaki abartılı hadîslerden kuşku duymamak mümkün değildir…”(3) 2/el-Bakara suresinin 67. ayetinden itibaren İsrailoğulları’nın kesmesi emir buyurulan inek ile ilgili anlatımlar yer aldıktan sonra 72 ve 73. ayetlerde, “O vakit bir adam öldürmüştünüz de, onun hakkında birbirinizle atışmış, (olayı) üstünüzden atmıştınız. Oysa Allah sakladığınızı ortaya çıkaracaktı. Onun için dedik ki: “(kestiğiniz) o ineğin bir parçasıyla o maktule vurun. İşte böyle Allah ölüleri diriltir ve size ayetlerini gösterir; gerek ki akıllanasınız” buyurulmuştur. İdeolojik mealciliğin “çarpıcı” örneklerinden birisi de mucize olgusunu aklına sığdıramayan meal yazarının, rasyonel hareket etme güdüsüyle mezkûr ayetlere verdiği şu manadır: “Çünkü ey İsrailoğulları siz bir adam öldürmüştünüz ve sonra da bu (suç)un sorumluluğunu birbirinizin üstüne atmıştınız. Oysa Allah sizin örtbas ettiğiniz her şeyi açığa çıkarmaya kadirdir. Biz dedik ki: Bu (prensib)i bu gibi (çözümlenmemiş cinayet olay)larının bazılarına da uygulayın. Bu yolla Allah canları ölümden korur ve kendi iradesini size gösterir ki, (bunu görüp) muhakemenizi kullan(mayı öğren)ebilesiniz.”(4) Burada ayetin açık ifadesi, ayette geçen kelimeler, bağlam, ilgili rivayetler, müfessirlerin yaklaşımı… hiçbir şeyin önemi kalmamıştır. Meal yazarı mucizeyi bertaraf etmiştir ya, önemli olan budur!! Ebubekir Sifil Hoca "Murâdullah mı, Meâl Yazarının Kanaati mi ?" adlı makaleden alıntı. Dipnotlar: 1- Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk. 2- Mustafa İslamoğlu, Hayat Kitabı Kur’ân, 15/el-Hicr, 21 (7 nolu not). 3- Prof. Dr. Süleyman Ateş, Kur’ân Ansiklopedisi, XIX, 267-91. 4- Muhammed Esed, Kur’ân Mesajı, I, 21. Hemen hemen aynı tarzdaki meallendirme ve not için bkz. İslamoğlu, Hayat Kitabı Kur’ân, 28-9.
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.