İstanbul'un manevi muhafızlarının anlatıldığı serinin üçüncü kitabı bu güzel eser. Beşiktaş'ta medfun olan gönüller sultanı Yahya Efendi'nin yaşamını aktarır bize. Tanpınar Yahya Efendi Dergah'ını bu sözleriyle anlatır:" İlahi mağfiret Yahya Efendi Dergah'ında adeta güzel bir insan yüzü takınır. Ölüm burada, hemen iki üç basamak merdiven ve bir iki setle çıkılan bir bahçede hayatla o kadar kardeştir ki bir nevi erme yolu yahut aşk bahçesi sanılabilir."
Zembilli Ali Efendi'nin rahle-i tedrisinden geçmiş, Sultan Süleyman'ın gönlünün pusulası olmuş ve ona yol göstermiş, kurduğu dergahda ve medreselerde verdiği ilim ziyafetlerinde birçok insanın İslam'ı seçmesine vesile olmuş büyük bir âlim ve tasavvuf ehli. Tevazu elbisesini giyinip dünyalık ne varsa onlardan el etek çekmiş, kalp kırmaktan imtina etmiş Yahya Efendi. Ahirete göçmeyi Mevlana'nın Şeb-i Arus'u gibi görmüş ve asıl yolculuğunun başlayacağı o günü dört gözle beklemiş, gönülden arzulamış her daim. İnsanların gönüllerine taht kuran manevi iklimler sultanın hayatını okurken zamanda yolculuk ediyor "Ben dünyalık mı ukbalık mı yaşıyorum?" sorusuyla yaşamınızı akıl ve gönül süzgecinden geçirirken buluveriyorsunuz kendinizi.