Issız bir adaya düşsen yanına ne alırdın sorusu vardır ya Mavi, meşhurdur, bilinmez cevabı henüz; telefon alınır, şarj aleti yok, Cem Yılmaz'ın ekmek yapıp fırını unutması gibi :) .. Issız bir adaya düşsem, yanıma çay tohumu, onu koruyabilecek -pek gelişmiş yardımcı bir teknoloji ve kağıt kalem alırdım sanırım - kağıt kalem birbirine bantlı, 3,5'tan 4 olmuyor kesinlikle. Çayı çok seviyorum.. ve elbet o kağıt kalem ile, çay demlenmemişkende henüz, sen dahil dostlara bolca mektup gönderirdim. Mektupta şöyle yazardı muhtemelen...
" Sevgili Mavi, umarım o 3 dileğini kullanmamışsındır henüz ve umarım seninde benim gibi bir çay sevdalısı olduğunu varsayarsak şayet, diğer iki dileğin -bir ihtimalle şeker ve minimum atıştırmalara yönelik değildir...
Sevgilerimle, Frezya. "
Çaysız muhabbet olmaz elbet ve çayın şekeri ki dostları, sevdikleridir insanın her daim... Mevlam ağzımızın tadını sakınsın inşallah🌸 :)
Bugün rüzgar ile birlikte mektubun geldi, güzeller güzeli Frezya. :)🌸
Şöyle yazmışsın:
" Sevgili Mavi, umarım o
3 dileğini kullanmamışsındır henüz ve umarım seninde benim gibi bir çay sevdalısı olduğunu varsayarsak şayet, diğer iki dileğin -bir ihtimalle şeker ve minimum atıştırmalara yönelik değildir...
Sevgilerimle, Frezya. "
Kaf dağında yaşayan bir insan için çok da zor olmamalı ıssız bir adada yaşamak, sanırm. :)
Eğer ıssız adada seninle birlikte bulansaydım. Tâbi ki çay olmasını isterdim. ( Aramızda kalsın, çay tutkunuyumdur.)
Şeker konusunda pek bir şey diyemesemde ( çayı şekersiz içerim ama istersen ceplerime karanfil doldurabilirim. 🙂 Bir ya da iki tane çayın içine atınca çok güzel- muazzam bir ahenk oluşturuyor. Denemelisin, denemediysen eğer.) tatlı konusunda dilek hakkımı kullanırdım.
O da senin güzel hâtrın için. Zirâ benim için senin sözlerin pamuk şeker tadında.
Rabbim sohbetimizi dâim eylesin inşAllah, Can arkadaşım. 🌾