Gönderi

Çok çok iyi açıklamış meseleyi...
... güçsüz yazgıları ve nevrozlarıyla başı dertte olanların başlarına bu derdi açan kendi BEN'leridir. Ben'leri hastalığa yakalanmış olup ölmesi gerekmektedir. Biz hepimiz, güçlü bir ben'e sahip olanlarımız bile şu ya da bu biçimde sık sık ben'in büyülü çemberinden kendimizi kurtarmaya çalışırız. Ne var ki, ben'lerimiz içimizde çok derinlere salmıştır köklerini; ayrıca, dışarıda kendisine arka çıkan yaman bir dostu vardır: dünya-beni. Ama ben'in zincirlerinden yakamızı kurtarıp ruhsal özgürlüğümüzü ele geçirebilirsek, uygarlık yasaları, bitip tükenmeyen ödevler, çalışıp iş peşinde koşmalar, ateşten gömlek misali insanı sıkan ahlak kuralları gibi dünya-ben'inin zincirlerinden de yakayı sıyırdığımızı görürüz. Çünkü insan özgür yaşamak için yaratılmıştır. Sözde "bilge kişilerin" bir yandan özgürlükten, öbür yandan ödev, iş, yasa ve ahlak gibi nesnelerin boyunduruğu altına girmenin kıvancından söz açıp durmaları, bükülemeyen bileğin öpülmesine benzer.
Sayfa 221 - Cem YayınlarıKitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.