"Bir besteci nota kullanmadan bir parça yazmış. Beste icra edilirken, sahneye çıkan müzisyen piyanoyu açıp kronometreyi ayarlıyor ve hiç bir şey çalmadan oturuyor. Eserin ilk icrasında dinleyiciler sinirlenmiş; fısır fısır konuşup yerlerinde kıpırdanıp durmuşlar, hatta kimisi kalkıp gitmiş. Oysa bestenin şimdiki icralarında insanlar sessizlik bekliyor. Kızıl sinirlenmek yerine başka şeyler duyuyorlar: çalışan programların hışırtısı, koltuğa sürtünen kumaşların sesi, kibar öksürükler. İnsanlar kendilerini duyuyorlar, o sesler her zaman var belki ama insanlar başka türlü duymuyorlar."