Küffar nezdinde Müslümanlık ikiye ayrılmaktadır. İlki "Güney Müslümanlığı" ikincisi ise "Kuzey Müslümanlığı"dır. Güney Müslümanlığı, tutucu iman emareleri taşıması hasebiyle, Batı dünyasında yönlendirmesi ve hazmedilmesi kolay olan bir yapıya sahiptir. Sözgelimi; İslam'a hücum etmek yerine, içerden adam devşirme veya içeriye adam sızdırma tekniği ile her türlü fitne tohumunu ekmeye dair bir zemin bulabilmiştir. Buna nazaran, Kuzey Müslümanlığı onlar için daima "çetin ceviz" bir karaktere sahiptir. Zira tahkiki iman itikadına sahip olan Kuzey coğrafyası, hazmedilme noktasında daima diridir. Tam da burada karşımıza Maturidilik çıkıyor. Ne yazık ki günümüzdeki Müslümanların birçoğu, "akaid" kavramından bihaber şekilde yaşamakta ve ailevi aktarımlarla itikadını taklidi olarak idame etmekte. Halbuki girizgah-ı deryan olarak nitelendirdiğimiz Akaid öğrenimi, ilmihalden bile önce geliyor. İslam'a akılla hücum edenlere karşı suskun kalıyor oluşumuz, itikadımızın bize akılla hüccet getirdiği "akil ve nakil" kabulünden bihaber olmamızdan ileri geliyor. Sözgelimi; insan aklıyla gaybı kavrayamaz fakat gayba iman etme yolunu akıl vasıtasıyla bulabilir. Bugün asırlar öncesini yaşıyoruz. Tarihin tekerrür edici yönüyle kavradığımız o gerçek; 11. yüzyıldaki gibi küfrün ve nifakın İslam'ın koridorlarında fink atıyor oluşudur. İşte bu sebeple, imanımız pamuk ipliğine bağlıdır. İmanımızı demirden halatlarla takviye etmek için itikadımızı bilmemiz ve tahkiki manada içselleştirmemiz iktiza etmektedir. Giriş kitabı olarak okuyabileceğimiz bu eser, Bekir Topaloğlu'nun çevirisindeki büyük ihtimam ile de gayet yalın ve açık bir üsluba haiz. Şeddeli tavsiye..

Matüridiyye AkaidiNureddin Es Sabuni · M. Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları · 2015177 okunma

·

152 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Oğuzhan Âsım Güneş