Gönderi

208 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 16 hours
Yepyeni bir İlber Ortaylı kitabıyla bu yılın -nihayet- son ayına girmiş bulunmaktayız. Aralık ayı benim için çok önemli. Eğer Allah nasip ederse, verilen yasaklar, gidilmeyen izinler derken son gün bile olsa bu yıl aileme kavuşma ümidi var. Bu yüzden de aralık ayı benim için hem bir kavuşma hem de bu berbat yılın (Allah aratmasın) nihayeti anlamına geliyor. O yüzden bu ay önemli ve bir o kadar önemli bir kişilik İlber Ortaylı kitabıyla bu ayımıza giriş yaptık. Tarihin İzinde eseri, 13 bölümlük ‘Söyleşi’ ve 8 bölümlük ‘Makale’ derlemesinden oluşan ve sohbet havasında devam eden bir eser olduğundan, okuyucuyu sıkmıyor. İlber Ortaylı kendi kitabında kendi öz eleştirisini de vermekten çekinmiyor. Her yazım o kadar ilgi çekici değil, sıkıcı yazılarımda var diyor ama buna mecbur olunduğunu da eklemeden duramıyor. Tarihi bir şekilde göz önüne almak gerektiğini vurgulaması ise oldukça yerinde ve aynı fikirdeyim. Çok güzel bir cümlesi vardı kitapta, alıntı olarak ekleyecektim sonra vazgeçtim, incelemeye eklemek istedim. Tarih her ne kadar sıkıcı dursa da öğrenmenin severek veya sevmeyerek de olsa gerekli olduğunu anlatan bir söz aslında bu. Söylüyorum: “Ağacın köküne su dökmeden meyve almak mümkün değilse, tarihi bilmeden de geleceğe adım atmak mümkün değildir.” şeklinde bir cümle kurulmuştu. Buna da katılmaktan kendimi alamıyorum. Şimdi biraz kafamız dağılsın. Sürekli tarih, tarih, tarih biraz insanın zihnini yoracak cinsten. O yüzden İskender Pala okumayı düşünüyorum. Bakalım. Hepimize mutlu sabahlar, iyi bir gün dilerim. Esen kalın efendim..
Tarihin İzinde
Tarihin İzindeİlber Ortaylı · Profil Yayıncılık · 2014853 okunma
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.