Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

300 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitap Sam Gordon isimli bir iktisatçının Edward Lisesi’nde yaptığı 1 yıllık öğretmenlik diliminde geçiyor. Sam Gordon’ın düşünceleri herkesten farklı. Ama bu düşüncelerin altında yatan sebep okudukça mantıklı gelmeye başlıyor insana. Laura Silver İngiliz edebiyatı öğretmeni. O da Edward Lisesi’nde çalışıyor. Düşünceleri bizler gibi. Aslında bir çoğumuz gibi düşünüyor. Kitapta ki olaylar genel olarak bu iki karakter üzerine yoğunlaşmış. Yorumlamaya başlamadan önce bu sebepten dolayı karakterlerle ilgili bilgi vermemim doğru olacağını düşündüm. Kitabı okurken iktisatla ilgili bir çok düşüncem değişti. Sam’in düşünceleri, anlattığı olaylar, verdiği örnekler bunda çok etkili oldu. Kitabın ilk bölümünde Sam’in söylediği ‘Düşünmek, bu dersin amacıdır.’ sözü açıklıyor aslında kitapta düşünce üzerine bir olay döngüsü gelişeceğini. Yine kitabın ilk bölümünde bir dikkatini çekiyor insanın. Petrol rezervleri bitecek mi? Aslında rezervler sınırlı normal şartlar altında bitmesi gerekir ama insanoğlu gelişmeyi sever durum bu olunca bitmeyeceğini anladım. Bu sorunun cevabını açıklamak için bir örnek daha veriyor ‘Antep fıstığı odası’ bu örnek ile herşey pekişiyor. Kitapta da birkaç defa geçen para oyunu var bir de. Sam bunu neden yaptığını açıklayana kadar tam anlamıyla hiçbir olasılık gelmedi aklıma. Neden böyle bir oyunu oynama gereği durdu, oyunun amacı neydi? Hiçbirinin cevabı oluşmadı. Birkaç bölüm sonra yine Laura ile tartıştığı bir sırada söylüyor: ‘Bazı öğrenciler o oyunun amacının, para hırsının iyi bir şey olduğunu sanıyorlar. Oysa amaç hiç de bu değil. Amaç özmenfaatin gücünü göstermek. …’. Özmenfaat… Nedir özmenfaat? Kelime anlamı kişisel çıkar. Sanırım o oyunun amacının bu olduğunu 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi . Kitabın 3.bölümünde Sam ile Laura’nın dilenci üzerine tartışmaları var. Sam 1 dolar vermenin doğruluğunu savunurken, Laura bir paket meyve suyu vermenin doğruluğunu savunuyor. Acaba hangisi doğru düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Laura’ya göre o 1 dolar ile ne yaptığını bilemez insan. Uyuşturucu alabilir. Alkol alabilir. Ben Laura’ya katılmıyorum. Eğer bir dilencinin eline 1 dolar verirseniz eğer açsa yemek alır, susamışsa su alır ama her şartta uyuşturucuya ya da alkole yatırmaz parayı. Tabi her zaman geçerli değildir bu. Ama genel anlamda konuşacak olursak insan neye ihtiyacı varsa onu alır. Sam ile aynı fikirdeyiz bu konuda. Eğer alkol alıyorsa o an ona ihtiyacı vardır. Daha sonraki bölümlerde yardım fonları ile ilgili bir tartışma geçiyor ikisinin arasında. Bu konuda bence ikisinin de haklı olduğu noktalar var. Mesela Sam’in insanların yardımlarını kendi istekleriyle, merhametleriyle yapmak istemelerini gerektiğini söylerken ya da direk yemek kuponu vermek yerine insanları eğitimlerini tamamlayıp onların kendilerini geliştirip kendini geçindirmelerini sağlamayı söylerken, Laura’nın insanların yeme ve barınma ihtiyaçlarını vergilerle karşılamanın doğru olduğunu söylerken haklı. Bunlar kişinin kendi görüşüyle alaklı kesin doğru diyemem bundan dolayı bu yüzden bence ikisi de haklı. Okurken alakasız gelmişti bana kitapla SağlıkNet şirketinin anlatıldığı bölümler. Okudukça aralarında ki bağlantıyı merak etmeye başladım. Sam’in evinin önünede Erica Baldwin gibi bir dosya bırakılınca Sam’in okuldan atılmasının sebebinin bu olduğunu düşündüm ama değilmiş. Bağlantılarının bir dizi olması bana biraz tuhaf geldi. Krauss genel olarak insanların zihnindeki kötü patron tiplemesi idi. Erica Baldwin kötü amaçlara sahip bir şirketin kapatmaya çalışan bir tiplemeydi. İkisi de bence gerçek hayatta rastladığımız karakterler. Krauss şirketi Meksika’ya taşırken her ne kadar kasabadaki halka karşı bir kötülük yapmış gibi gözükse de Meksika’daki halka iş olanakları sunmuş oldu. Kitapta okuduğum kadarıyla kar şirketlerin nihai amacı. İşçilere maaşı kar edebilecek ve işçileri motive edebilecek düzeyde vermek gerek keza çalışma saatleri de öyle ayarlanmalı. Bir de Sam’in dersinde anlattığı hayal makinesi var. 7 saniye için, 10 dakika için zamanın önemi yok kısa bir süre için hayallerini gerçekleştirip ölüyorsun. İnsanlar bunu bile bile neden yapar? Gerçek hayatta bu hayalleri onlara imkansız geldiği için ve o hayallerini yaşamayı gerçekten istedikleri için. Ben o makineye girer miydim? Sanmıyorum. Hayallerimi kendi çabalarımla yaşamak, ona ulaşmak için çabalarken döktüğüm emek bence bunlar daha değerli. O hayalin kıymetini arttırıyor. Sam’in kovulması aslında bu dünyada gerçekten varolan bir sebep. İnsanlar kendi düşüncelerine, yapılarına uymayan insanları sevmezler ve istemezler yanlarında. Sam bunu hak etti mi? Okurlara göre hayır ama senatöre göre evet. Kitapta üstünde durulabilecek bir çok konu, tartışma, söz var. Örneğin; fırıncılarla alakalı kısım, Sam’in Laura’nın erkek kardeşi ile tartışma yaşadığı kısım ve bir çok yer. Altını çizdiğim her kısımda bir çok şey geçti aklımdan not almış olsaydım sayfalar dolusu şey yazabilirdim. Sanırım kitabın bana kattıklarından düşüncelerimi nasıl etkilediğinden bahsetmeliyim. Kitabı okumaya başladığımda iktisat aklımda para ile alakalı bir bölümdü. İktisatın amacı paraydı o zaman bence. Okudukça aslında para değil genel anlamda ihtiyaçlar olduğunu anladım. İktisatçı olmak aslında derinlemesine, her ayrıntısına kadar düşünüp tartmakmış olayları. Sadece tek bir yola değil bir çok yolun var olabileceğini anlamak gerekiyormuş. Sam’in söylediği ‘ Düşünmek, bu dersin amacıdır.’ ve kitapta daha sonra gözlemlediğim kadarıyla bu gerçekten doğru. Ben okuduğum kitaplarda hayatla alakalı öğütler, gerçekler kısaca bir bağlantı ararım kulağıma küpe olacak, zihnimde kalacak. İktisatla alakalı okuduğum bu söz sanırım. Çok uzun bir süre kalacak. İktisat ile ilgili okuduğum ilk kitaptı ve düşüncelerimi gerçek anlamıyla değiştirdi. İktisat; insanların ihtiyaçlarını, sorunlarını sadece bir süreliğine değil, sorunları ortadan kaldırıncaya kadar değiştirmeyi amaçlar.
Görünmez Kalp
Görünmez KalpRussell D. Roberts · BB101 Yayınları · 2016314 okunma
·
384 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.