Sahte demokrasi hiç bu kadar kör olmamıştı.İncelememe José Saramago’nun Körlük adlı kitabından kısaca bahsederek başlamak istiyorum. Körlük adı bilinmeyen bir ülkede bulaşıcı bir beyaz körlük salgınıyla başlar. Ve herkesin beyaz kör olduğu bir yerde yaşam nasıldır, Herkesin çıplak olduğu bir resimde utanma var mıdır, Herkesin beyaz kör olduğu karantinalarda ahlaksız körler nasıl çoğalmıştı.
Körlük kitabında aklımda kalan etkilendiğim alıntılardan birisi
“Ölüm de bulaşmaz ama unutmayın ki herkes ölür.”
Görmek kitabında ise bilinmeyen bir ülkenin başkentinde seçimler olacaktır. Seçimlerin çoğunluğu boş oy çıkmıştır. Peki ya hükümet bunun sonucunda ne yapacaktır, Tekrar bir seçim fayda sağlar mı, Ya da kimin boş oy kullandığını mı tespit etselerdi, Evet gizli ajanlar tutup kimin boş oy kullandığını tespit etmelilerdi, Tespit ettiklerinde ne yapacaklardı, Hükümet tarafından suçlu olarak mı değerlendirilirdi, Ya da asıl konu boş oy kullanmak suç mudur, Kitaptaki alıntılardan biri bu durumu açıklıyor
“Hakların sadece dile getirdikleri kelimelere ve kaydedildikleri kağıt parçasına, yani anayasaya, yasaya ya da herhangi bir başka kurala dahil olduğunu anlayacaksınız, ve bu hakların ölçüsüz ve aşırı kullanımının sağlam temeller üzerine inşa edilmesine toplumu sarsacağını o zaman anlayacaksınız ve umarım ikna olursunuz, sonuçta basit sağduyunun , bu hakları gerektiğinde olabileceklerin sembolü olarak kabul etmemizi, yoksa asla fiili ve olası gerçekliği olarak görmememizi emrettiğini anlayacaksınız.”
“Sahip olunan hakların aşırı kullanımı “ herkes haklarını hakkıyla kullandığında suçlu konumunda değerlendiriliyor. Ve çözüm olarak yalan makineleri mi, sıkıyönetim, şehirden çıkma yasakları...Bu tarz çözüm önerileri sunan sahte demokrasi nasıl çözüm bulacaktı, Beyaz boş oylar da beyaz körlük gibi bir salgın mıydı, Evet bunu da bir salgın olarak değerlendirip insanların geçmişleri, unutmak istedikleri anıları tekrar hatırlatarak onları tekrar kör olarak mı ilan edeceklerdi.
Bu defa körlük biraz farklı olacaktı sahte demokrasi hiç bu kadar kör olmamıştı.
Kitabı çok beğenerek okudum, bitmeyen virgüller, isimsiz kahramanlar, bilinmeyen ülkelerden birisinde yine José Saramago'nun eserleriyle devam etmek dileğiyle