Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

328 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır." Sezai Karakoç'un doyumsuz derin manalı bu sözünde; Jeremy Seal gecenin zorluğuna bir zaferle çıkar. Tuhaf ve yabancı bir kültürün ikliminde; yol, iz bilmez bir seyyah. Yüreğin aktığı yolda ödenen canlar, geri dönüşü olmayan yollar, bunun özeti İngiliz Seal'in kalemindeki mürekkebin döküldüğü izlerde bulacaksınız. Fes, kitabın ismi olmakla beraber; tepesi düz, genellikle kırmızı renkte olan, püsküllü, silindirik şekliyle bir başlıktır. Seal, Türkiye'ye yaptığı gezilerinde her gittiği yerde Fes ile ilgili sorular sorar, insanların fikirlerini alıp izlenimlerde bulunur. Bu izlenimlerden: turist çekmek isteyen fes giyen bir genç normal hayatta fes giymek yasak olduğunu Türkiye'de büyük sorun yaşanacağını anlatır. (s.29) Ama buna inat Seal, Türkiye'nin dağlık, iç bölgelerinde Anadolu'da hala feslerine sadık kalanlar ola bileceğini umut ediyordu. Eğer fes yalnızca turistlere hitap edecek, anlamından arınmış bir hediyelik eşya olarak yaşamını sürdürüyor olsaydı, bana fesimi satan genç esnafın rahatsızlığı nedendi ki? (s.30) Akılları zorlayan çelişkiler, ardından gelen sorular Seal'i Osmanlı'nın son dönemlerini, Cumhuriyet'in ilk yıllarına müthiş bir araştırma isteğini uyandırmıştı bu yabancı seyyaha... Öyle ki bir kış vaktinde Seal fesini yanına alarak Anadolu'nun yollarına düşer. Yollar kuytu, aşılması zor ama "Anadolu Tarihi"ne çıkmak için zorlanılacaktır, lakin bir zamanlar baş tacı olan; şimdi bahsedilmekten korkuyla çekinen istenmeyen fesler şahittir. Feslerden izler bulundukça tarihin kalıntılarının içinde ezilmiş Anadolu insanı daha iyi anlaşılacaktır. (Not: Bu yazı Ayraç Aylık Kitap Tahlili ve Eleştiri Dergisi 79. sayısında yayınlandı. Yunus Özdemir - 24.10.2016)
Fes
FesJeremy Seal · Koton Kitap Yayınevi · 201619 okunma
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.