Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle kitap “Bakabiliyorsan gör, görebiliyorsan gözle” cümlesiyle başlıyor. Zaten bu girişinden dahi kitabın bize ne anlatmak istediği açıkça ortaya çıkıyor. Yazar burada bir distopya kurmuş. Distopik romanları hep sevmişimdir.Distopyayı ise kısaca şu şekilde anlatabiliriz. Ütopya dediğimiz şeyi genelde hepimiz biliriz gerçekleşmeyecek bir gelecekteki çarpıcı tasarılar veya başka anlamıyla aslında olmayan tasarlanmış ideal toplum demektir. Distopya ise bunun tam karşıtıdır. Burada ise ideal toplum ve yönetimin tersi olarak yönetim baskıcı, insanlar da genellikle boyun eğmiş haldedirler. Ütopyadan ve distopyadan bazı yerlerde gerçekte olmayan, gerçekleşmeyecek diye bahsedilir. Ancak biz İslam yolunda ideal bir toplumun, refah içinde ve güzel bir geleceğin bir gün mutlaka gerçekleşeceğini ve bu düzendeki refahın belki de şuandaki zihinler tarafından ütopik olarak görülecek kadar güzel olacağını biliriz.Ve aynı şekilde distopyalar da bizce gerçekleşmesi olanaksız değildir. Şu an yaşadığımız dünya belki de geçmiş zamanların bir distopyası.Alışmışlığımızdan dolayı fark edemediğimiz bu dünya düzeninin bozuklukları Distopyaların aslında mümkün olduğunu bize gösterir. Ve gelecekte de distopyalar mı yaşayacağız bilemiyoruz.Bize düşen, dinimizin üstümüze sorumluluk olarak kıldığı ahlaklı ve düzgün bir sistem ve bunun doğrultusunda ahlaklı ve düzgün bir toplumu bir gün mutlaka gerçekleştirmektir. Kitabın içeriğine gelirsek; kitabın başlangıcı ve olayların temeli bir salgınla bütün kentin kör olmasına dayanıyor ama bu sadece bir araç olmuş. Yazar bütün değerler, yargılar, düşünceler, ilkeler, inançlar bir olay olur da yok olmaya yüz tutarsa ne olurun cevabını aramaya çalışmış. Bu tüm insanların körleştiği ülkede kamu düzeni, bürokrasi kalmıyor ve kaos başlıyor.İnsanların hayatta kalma çabasını baltalamaya çalışan başka körler ortaya çıkıyor.Bu en zor durumda bile vahşi dürtülerini engelleyemeyen "çiğ zalimlik" gereği bu zalimliklerini göstermekten çekinmeyen diğer başka körler var bu toplumda.Hem kör hem zalim olan bu insanlar bugün hayatımızda da varlar maalesef. Bu salgına çözüm olarak devlet insanları akıl hastanesi adı altında bir hapishaneye dolduruyor. Burada çeteler, ölümler ve açlık sıradanlaşıyor; yani insanlar gitgide şaşkınlıklarını ve onurlarını kaybetmeye başlarlıyorlar.İnsanlar vahşet ve ölümlere karşı tepkisizleşıyorlar. Bu hapishanede özgürlük isteminin cezası ise ölüm olarak kesiliyor devlet tarafından.Yani insanlar bir salgından dolayı kırılıyorlar, içeride ölümler, zulümler sıradanlaşıyor ama bu sefaletten kurtulup özgür olmanın istenmesiyse ölümle sonuçlanıyor.Bu da kitabın ayrı bir can alıcı yani.İşler ne kadar ters giderse gitsin itaat etmelisin buradaki sisteme göre. Ama sonunda insanlar bir şekilde bu hapishaneden kutluyorlar ve son bölümde eski kurallar, değerler anımsanmaya, ve yeniden bir düzen kurulmaya girişiliyor.Salgın bitiyor, insanlar yavaş yavaş tekrar görmeye başlıyorlar.Roman, bu salgın sırasında insanları kurtarmak için savaş veren doktorun, eşine söylediği şu sözlerle bitiyor; “Neden kör olduk, bilmiyorum, bunun nedeni belki bir gün keşfedilir.Ne düşündüğümü söylememi ister misin, sonradan kör olmadığımızı düşünüyorum, biz zaten kördük.Gören körler mi?Gördüğü halde görmeyen körler.” Yazarın kitap boyunca aslında hayali bir körlük üzerinden mesaj verdiğinide düşünebiliriz Somut bir körlük üzerinden soyut körlüğümüzü anlatmaya mı çalışmış yoksa ikisinin de önemini mi vurgulamış belli değil. Ya da bakmakla görmek arasındaki farktan bahsetmiştir belki. En nihayetinde beyinden sonraki en önemli organımız olan gözün, ister somut ister soyut olsun yetisini kaybetmesinden bahseder uzun uzun. Bunun üzerine de ben her türlü körlüğe çare olan Kuran’dan bir ayet ekleyerek bitireyim; “AMA YALNIZ GÖZLER KÖR OLMAZ, GÖĞÜSLERDE OLAN KALPLER DE KÖRLEŞİR.” (Hac Suresi , 46. Ayet) Gören körlerden olmama duası ile
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,6bin okunma
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.