Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

40 syf.
·
Puan vermedi
çıtır çıtır felsefe serisinin 26. kitabı ahlaki olan ve olmayan'a inceleme yazmak istedim, ancak bu bir serinin topyekûn incelemesidir. şahsi fikirlerimi- bunu belirtmeye gerek var, zira bazen yalnızca itimad ettiğimiz büyüklerin, sanatkarların sözlerini iktibas ederek yazıyoruz, bu böyle olmayacak-, kimseyi ve yer yer beni bile ilgilendirmeyecek şeyler yazacağım. seriyi beğendim mi? okuduktan sonra kendime sorduğum ilk soru bu oldu. kime göre beğeniyi esas almalıyım, evet sorunun muhatabı benim ancak ben kim için okudum, bizatihi kendim için mi, çocuklar için mi, arkadaş efradı için mi? sanıyorum çevremdekiler, bilhassa meslektaşlarımın ağzının suyu aka aka okunabilecek ve dahi ileride iletişimde de kalınabilirse okutulabilecek bir seri. ben, yalnız ve yalnız kendim için beğendim mi? evet, felsefeye yeni başlayan, ileride çocuk yetiştirmeyi hedefleyen, hayatının odağına yerleştiren biri olarak yeterli düzeyde görüyorum. bu seriyi yaşı kırkı geçkin bir insan da okuyabilir, zira buradaki asıl kriter başlangıç aşamasında olmanız, daha ilerisindeyseniz de çocukları yetiştirmek maksadıyla fayda sağlayabileceğini düşünüyorum, derya deniz soruları olan çocuklara yanıt verirken boğulmaktan kurtardığını düşünüyorum. yaşı 14'e ermemiş birinin özellikle yaşam ve ölüm kitabını okumaması gerekiyor sırf bu kitap için serinin okunma yaşının en aşağı 14 olması gerektiğini düşünüyorum. soyut işlemler evresini tamamlamış, din, ahlak, yaşam, ölüm, ahlak kavramlarını daha temel olarak yaşayarak edinmiş; bunu düzeyine uygun kimi başka kitaplarla desteklemişse bu kitaptakiler kafa karışıklığına yol açmaz, bilakis zihni açar; kapalı mıdır ki de açar peki, hayır açık zihne bir pencere daha açar yalnızca. hem kitaplar yalnız birer kılavuzdur. ışığın, kapının, yolun ve tabii karanlığın da yönünü gösterir. noluyor bu çıtır çıtır felsefe'de? güzel bir çıtırtı duyuluyor mu sahiden o magnum'un kandıran, baştan çıkaran havuç, salatalık kütürdetme, tahta, cam çatlatma sesleri geliyor mu? şiddet ve şiddetsizlik, başarı ve başarısızlık, beden ve akıl'da o çıtır çıtır, kütür kütür sesleri duyuyorsunuz, ama yaşam ve ölüm, ahlaki olan ve olmayan'a gelene dek o tazeliğin sesi kayboluyor. bir şeyler bayağılaşıyor. eşcinsel evliliğin normalliğinden, küçük yaşta çocukların sevgili oluşundan filan öyle normal şeylermiş gibi bahsediyor ki iş çok çirkinleşiyor. kültüre yabancı eserlerin, bize özge yanını bağıran -işte bir ses çıktı ama rahatlatan türden değil- bu davranışlar oldukça normalleştirilmişti. 8 yaşındaysan ve çıtır çıtır felsefe okuyorsan hayat cidden zor, çünkü o yaşta da sevgili yapmayı aklından geçirmezsin yani. biraz da gelişim psikolojisi üzerinden ele almak lazımsa; ilkokul düzeyindeki çocukları tersine çevirebilir, sınıfa dahil olma ilkesini kavrayabilir, yanlış inanç ilkesi yoktur, aşırı genelleme, tümevarımsal mantık sahibidir. yani, yanisi bu çocuklar birer kayıt cihazıdır ve kısıtlı yorum gücü olduğu için de kasedinin içindeki manyetik bant birbirine dolanınca ne çalıp söylediği anlaşılmaz, karman çorman bir ses yığınına, bir fikir çöplüğüne dönüşüyor. o fikirle birlikte "olmak" değil de o fikrin ona "sahip olmak"lığı söz konusu oluyor. bu inceleme bir ilkokul kitaplığı rehberi niteliği taşımaz, ancak şahsım için yeterli bir sebeple ilkokul kitaplığına dahil edilemez. biz okudukça kitapların onları doğru yönlendireceğine inanıyoruz, ancak okunan kitapların doğru olduğunu biliyor, buna inanıyor muyuz? biz neresini okuyoruz? çocukların masal okumaması gerekir, çocukların kendi masallarını yazması gerekir. okuduğum tüm kült masallar vahşet içeriyor, oynadıkları oyunlar vahşet içeriyor, izledikleri videolar vahşet içeriyor hepsi birer küfür toması. okudukça tazyikle bulanıyorlar. bazı kitapların vakti vardır, bu seri o bazılarından.
Ahlaki Olan ve Olmayan
Ahlaki Olan ve OlmayanBrigitte Labbé · Günışığı Kitaplığı Yayınları · 2014101 okunma
·
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.