İnsanı tamamen rasyonel ve akılla hareket eden bir varlık olarak tanımlayan, aslında içimizde insan olmanın en uç noktalarını barındırdığımız ama yaşayamadığımız, rasyonelliği insan olmanın en temel şartı saydığımız bir modern yüzyıl.. Dostoyevski insanın bu rasyonel baskı karşısındaki iç çelişkilerini öyle güzel yansıtmış ki kendinden bir parça bulmamak imkansız. Ve şimdi de onun postmodern tezahürlerini yaşıyoruz..