Gönderi

Hegel’in Jena külliyatı içinde yer alan İnanma ve Bilme Hakkında başlıklı incelemesinde ele aldığı felsefelerin hepsi, ona göre, inanca yer açabilmek için bilgiyi reddetmiş olan refleksiyon felsefeleridir. “Bilgi-olmayan” ifadesi, tam anlamını işte bunlarda bulur. Bilgi, anlığın göz önünde bulundurduğu haliyle ve hâlihazırda içsel bir refleksiyon olan deneyim dizisini aşamaz, ama dışsal refleksiyon vasıtasıyla kendi sonluluğunu açığa vurur; öyleyse bu şekilde ancak kendini olumsuzlayabilir ve inancın bu bilgiyi aşmasına imkan tanır; demek ki Mutlak, bilginin değil, inancın konusudur; refleksiyonun ve her bilginin ötesindedir. Hegel bu refleksiyon felsefelerinin bilgiyi nihai bir öznelliğe nasıl indirgediklerini ve her şeyi bilginin ötesinin gizemine, dilegelmez bir Mutlak’ın gizemine, nasıl sürüklediklerini ortaya koyar. s. 14
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.