Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

456 syf.
10/10 puan verdi
Felsefenin Günah Keçisi : Max Stirner ve Biricik
Stirner ile tanışmamın üzerinden 6 yıl geçti sanırım. O gün bugündür 2 başucu kitabımdan birisi olmuştur. Diğeri de Albert Caraco'nun Kaos'un Kutsal Kitabı. Stirner, insanların sürekli birbirlerini aşağılamak için kullanılan egoistlik kavramını, hak, adalet, hukuk gibi tüm toplumsalı alıp, hepimizin yüzüne çarparak kendi Ben'liğimizi göstermiştir. Bizi toplumsalın, devletin, yasaların elinden kurtarıp, Ben'i Ben ile bırakmıştır. Caraco ise hayata, dünyaya, topluma Pollyannacı bakış açısına karşı tamamen gerçekçi bir dünyayı, hayatı ve gidişatı bizlere göstererek hepimizi ''Harikalar Diyarı'ndan'' çekip çıkarmış, elimize kazma kürek bile vermeden, kendi ellerimizle kendi mezarımızı kazmak üzere bizi zifiri karanlık bir mezarlığın ortasında bırakmıştır. Benim için yeri değişmeyecek 2 kitaptır. ''Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?'' demişti Kafka. İşte o kitaplar, bu ikisidir benim için. Neyse konuyu daha fazla uzatmadan Stirner ve Biricik'i üzerinden devam etmek istiyorum. Stirner ile tanışmadan önce ideolojik olarak Anarko-komünizm kafasındaydım. Daha toplumsalcı, daha yardımlaşma ağırlıklı, dünyanın değişmesi falan filan tamamen Kropotkin, Malatesta, Proudhon, Bakunin, William Godwin etkilerinde yürüyordum. Durruti ve Nestor Makhno'nun yoldaşlarıyız tadındaydım. :) Neyse, anarşist çevrelerde de Toplumsal Anarşizm mi, yoksa Bireyci Anarşizm mi tartışmaları fazlasıyla revaçtaydı. Toplumsal anarşistlerin bile yüzünü buruşturarak nefretle baktığı Stirner. O dönemler sosyal medyada Stirner'in bir alıntısına rast gelmiştim. Bu sayede Stirner'i öğrendim, araştırdım ve kitaplarını okumaya karar verdim. -Çok üzüldüğüm bir konu ki maalesef 2 kitabı vardı. Gönül isterdi ki onlarca kitap yazsaydı da okusaydım- Kitabı okumaya başladığım andan itibaren cümleler beni o kadar etkiledi ki 'İşte bu ya' demiştim. Bu cümleyi bir de Böyle Buyurdu Zerdüşt okumaya başladığımda, bir de Kaos'un Kutsal Kitabını okumaya başladığımda bu kadar içtenlikle demiştim. Stirner'in cümleleri o kadar keskin ve bir o kadar da kendinden emin ki, insan çıkıp da 'Hayır yanılıyorsun arkadaş' diyemiyordu. Kendinle yüzleşmekten kaçamıyordu insan. Stirner daha da ileri gidiyor, acımadan bizi o kadar eziyordu ve küçümsüyordu ki Biricik'in altında, gözlerimizin içine bakıp ''Hiç kutsala saygısızlık ettiğiniz yok, bir suçlu kadar büyük değilsiniz siz'' diyordu bize. Sahiden de büyük değildik. Her şeyi kutsal kılıp, ahlaki değerlerimizi de ilave ederek itaat etmek dışında ne yapmıştık ki. Bir hırsız, yüzlerce protestoya katılıp, 2 km yürüyüp ve sonunda basın açıklamasını yaptıktan sonra kafeye gidip, Lattesini yudumlarken sistemi eleştirenlerden daha çok karşıydı sisteme. Haklıydı Stirner. Neyse, sayfalar ilerledikçe kafamdaki koskoca fikirler, ideolojiler, toplumsal dayanışma, toplumun varlığı, egoistliğe bakışım yavaş yavaş yıkılırken; bir yandan da yıkıntıların molozlarından kendi Ben'liğimi, kendi Biricik'imi inşaa ediyordum düşüncelerime; Özgürlük Heykeli misali. Kitap bittikten sonra ise artık bambaşka biri olduğumun farkındaydım. Tamamen kendime dönmeye başlamıştım. Bilinçsiz egoist değil, bilinçli egoist olmuştum. Kendi kişiliğime değer kazandırmıştım. Belki de savunduğum ideoloji fanatikliğinde canımı feda ederim noktasına gidebilecekken Stirner beni karşısına aldı ve sağlam bir tokat atarak ''Sen bu kadar değersiz misin? Kendine gel ve değerli olduğunu gör. O toplum kadar değersiz ve aşağılık değilsin'' diyerek beni kendime getirdi. Toplumsal olaylardan bireysel aşk ilişkilerine kadar her şeyin Biricik'e zarar verdiğini fark etmiştim. Artık ne toplumsal anarşizm için, ne de bu toplum, bu dünya için bir şey yapmanın boş olduğunu anladım. Stirner ''Ben Meselemi Hiç'e Bıraktım'' derken benim için bunu istemişti. İlerleyen zamanlarda ise Stirner, Nietzsche ve Marx şeytan üçgeni arasında mekik dokudum. Nietzsche'nin ne kadar bu adama benzer dili olduğunu fark ettim daha sonraları. Daha sonraları değildi aslında. Stirner okumaya başlayınca da bana o hissiyatı vermişti hemen. ''Ne kadar benzer bir dili var.'' demiştim kendi kendime. Bu benzerliği sadece ben değil, birçok yazar ve filozof da fark etmiş olmalı. Hatta Nietzsche Stirner'in fikirlerinden aşırdı mı diye de bir tartışma oluşmuştur felsefe camiasında. Albert Camus Başkaldıran İnsan kitabında bu ikili üzerine muhteşem bir benzetme yapmıştır ve aralarındaki farkı ince bir çizgiyle ayırmıştır. ''Stirner çıkmazda güler, Nietzsche duvarlara saldırır'' Ama bu tartışmanın gerçekliğini hiçbir zaman bilemeyeceğiz sanırım. Ve hiçbir şekilde geri vitesi olmayan bu Biricik abimiz, Marx ve Engels'e karşı hiçbir geri adım atmamış, bunlarla da atışmaktan geri kalmamıştır. Marx'ın Alman İdeoloji'sinde Stirner'den birebir bahsetmesi ve bireysel-toplumsal ilişki üzerine söylemlerinin olması, toplumsalı bireyin üstünde gören Marx'ın, Alman İdeolojisi'nin Stirner'e karşı da bir tavır olduğu söylemlerini destekleyebiliriz. Daha sonraları ise Stirner gelen tüm eleştirileri makale olarak cevaplamıştır. Tabii küçük enişte Engels ise Stirner'i şöyle tanımlardı; ''Stirner'e bakın, o bütün sınırlamaların kendi halinde düşmanına bakın, Şimdi bira içiyor, yakında suymuşcasına kan içecek, Ötekiler "Kahrolsun kral" diye vahşi çığlıklarını atar atmaz, Stirner hemen "Yasalar da kahrolsun" diye tamamlar.'' Böyle bir adamın ölümü bir sinek ısırığından olması üzücü de değil bakıldığında. İliğine kemiğine kadar karşı çıktığı toplumsal tarafından öldürülmektense, bireysel bir hayvan tarafından öldürülmek onun için mutlu bir ölüm olmuştur sanırım. :) Daha da uzatmadan incelememe son vermek istiyorum. İki gözümün çiçeği Stirner, iyi ki tanışmışım seninle. :) Gönül isterdi ki daha fazla kitap ve makaleler yazmış olsun, daha samimi olayım onunla isterdim ama eldekilerle idare ediyoruz. :) Okuyan okumayan herkese teşekkür ederim. Herkese iyi okumalar dilerim...
Biricik ve Mülkiyeti
Biricik ve MülkiyetiMax Stirner · Kaos Yayınları · 2013368 okunma
··
235 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.