Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
9/10 puan verdi
Sabahları yaptığım günlük gazetelere göz atma rutinimdeyim. Takip ettiğim köşe yazarlarını okumaya geldi sıra. Barış Terkoğlu’nun köşe yazısını okurken karşıma çıktı bu kitap. Badeci Şeyh denen sapığı haberlerde izlemiştim, hatırlıyordum. Köşe yazısında müritlerle yapılan röportajlardan bazı kısımlara yer verilmişti. Okudukça nutkum tutuldu. Şunu merak ettim (ki her zaman enteresan bulmuşumdur); bir şeyh müritlerini nasıl uç noktalara sürükler. Bunu açıklamaya cehalet yeter mi? Nasıl bir cehaletten bahsetmemiz gerekir? Fetöcülerde gördük bir sürü üniversite mezunu, doktora sahibi hatta yurtdışında kaliteli okullarda okumuş, yaşamış insan var. Demek ki cehalet bunun açıklaması olamaz tek başına. Dini duyguların istismarı da açıklaması da yeterli bir sebep değil zira inanılan dinin getirdikleri ve gereklilikleri ile uzaktan yakından alakası yok yapılanların. Bir insan mantığını nasıl tatile yollar? Herkes mi akıl hastası? Mümkün değil! İnsanlar nasıl bir kafa ile iradesini silip atıyor öğrenmeliyim dedim ve bu kitabı aldım. Şaşkınlığımı nasıl ifade edeceğimi hiç bilmiyorum; a-başımdan aşağı kaynar sular döküldü b-şok oldum c-nutkum tutuldu d-aklım havsalam almadı cevap veriyorum: e- hepsi Önsöze başladığım da gördüm ki yazarda benimle aynı sebeplerden dolayı bu kitabı yazma gereği duymuş. Okurken insanın aklında şu soru dolaşıyor sürekli; “nasıl ya?!” “yok artık!” “hadi canım!” Çocukluğundan bu yana ahlaken yapmaması gereken davranışlar olarak öğrendiği, toplum baskısının temel unsuru olan, ülkemizde “namus” gibi kavramlarla açıklanan hatta uğruna her dönem ve devirde cinayet işlenen değerlerden sıyrılan insanın, tıpkı hipnotize olmuş gibi kontrolden çıkmış, iradesinin dışına sapmış, mantığını kuş yapıp doğaya salmış olmasını doğru anlayabilmeniz için kitapta cinsel ilişkiler ile ilgili detaylar var. Bu sosyolojik vaka başka türlü anlaşılamaz. Ah! Atam canım Atam, ne de güzel nasihatleri var ama bu konulara girdiğinde din düşmanı ilan ediliyorsun bu ülkede.. En temel sorun bu güruhun inandığı dine bile vakıf olamaması, bir kere açıp anladığı dilde okumaması. Ki “oku” diye başlayan bir dinden bahsediyoruz! Yoksa kim Allah’ına şirk koşar ki geçtim ırzını, ahlakını? Okuyun efendim, benim tavsiyemdir. . Bu kitap sonrası üniversitede bölüm açılır, üzerine tez yazılır (bence bir de akıl hastanesi lazım.) Benim burada 3-5 cümle ile size anlatmam mümkün değil. Okuyup siz değerlendirmelisiniz. Barış Terkoğlu’nun köşe yazısından alıntı yaparak yorumumu bitiriyorum.. *** “Ve işte orada Muhammed, devesinden indi. Gururlu bir edayla putların yanına gidip asasını havaya kaldırdı. Önündeki ilk puta güçlü bir darbe indirerek onları kırmaya başladı. Müslümanlar da onu izlediler. Güçlü Hubal, üç ay bakiresi... 360 put toza toprağa karıştı. (...) Kısa süre içinde Mekke’de tek bir put kalmadı.” Hazreti Muhammed, Esad Bey (Kurban Said), Mızrak Yayınları. Gazeteci Timur Soykan’ın yeni çıkan “Badeci Şeyh’in Sır Odası” kitabını okuyunca düşündüm. Acaba peygamberin yıktığı putları dinciler elleriyle yeniden mi diktiler? Kuran’ın harflerini, inançlarını, ibadetlerini kendilerine harç mı yaptılar? Daha açık söyleyeyim... Dergâhlar, hocaefendiler, gavslar geç kalmış putları mı temsil ediyor? ***Bugün halen sosyal medyada “Zamanın Gavsı Hasan Uğur Hazretleri” adıyla Badeci Şeyh’in dini videoları izlenebiliyor. Badeci Şeyh utanmadan konuşuyor: “Doğru yerde, doğru zeminde, doğru kişiyle olamazsanız güderler sizi, Allah adını kullanarak bile güderler”. *** O cemaat, bu tarikat konuşuyoruz. Asıl olana bir türlü gelemiyoruz. Badeci Şeyh’in gerçek öyküsü akıl düzeninden kopuşumuzu gösteriyor. Peki, başları göğe değen zamane putlarını yıkmaya ne zaman başlayacağız?
Badeci Şeyh'in Sır Odası
Badeci Şeyh'in Sır OdasıTimur Soykan · Kırmızı Kedi Yayınları · 2019592 okunma
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.