Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

373 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
çok saçma bir yazı bu kitabı ya da direkt tanpınar'ı inceleyebilecek kadar iyi seviyede olduğumu düşünmüyorum. en azından şu anlık. bu yüzden düşüncelerimi, bana hissettirdiklerini yazıyorum. AYRICA SAHNENİN DIŞINDAKİLER+MAHUR BESTE-HUZUR ROMANLARINDAN DA BAHSEDECEĞİM, ONLARI OKUMAYANLAR İÇİN UYARI HANİ OLUR DA BU SAÇMA YAZIYI OKUYORSANIZ DİYE * * * * * tanpınar'dan okuduğum 3. roman. önce mahur beste'yi okudum ve uzun süre o kitabı düşündüm, ne olduğunu. çünkü tek olay atiye'nin ölümüydü bana göre. şimdi anlıyorum ki o kitabın amacı aslında huzur ve sahnenin dışındakiler'e yatırım gibi bir şeymiş. çünkü behçet bey de atiye de fazlasıyla geçiyor burada. huzur'da geçtiğinden daha çok geçiyor. zaten düşününce bu kitabın konu aldığı zaman mahur beste'den sonra geldiği için normal. 1920'ye atlıyoruz tam 100 yıl önce. işgal zamanları. bu kitapta stefan zweig tadı aldım ben. ne alaka bilmiyorum. burada da savaş ve aşk arka planda ama asıl tema yine kendini arayış ve bunalım. zweig da böyle yapıyor. tek fark, bu 320 sayfalık bir roman ve daha detaylı, yoğun bir anlatım var. aslında tanpınar'ın en akıcı ve hafif dili buradaydı okuduğum 3 romanı içinde. huzur'da olduğu gibi aşırı bunalma yok. mesela orada daha çok mümtaz'ın içini okuyorduk, mümtaz sürekli düşünüyordu. burada cemal'in hayatı daha aksiyonlu geçiyor. bir şeyler yaşıyor. ayrıca karakter sayısı sahnenin dışındakiler'de daha fazla. tamam cemal-sabiha-ihsan üçlemesi ağırlıklı ama arkada muhlis (odasına girdiğimizde nedense çok gülmüştüm), muhtar (aşırı sinir bozucu tip), süleyman bey, kudret bey, nasır paşa ve daha birçok kişi var. bu yönleriyle sanırım huzur'dan daha çok sevdim bu kitabı. zaman yine karışık. şimdi-geçmiş-şimdi sırasıyla ilerliyor huzur da böyleydi şaşırmadım. ayrıca buradaki sabiha'nın isminin ihsan'ın gelecekteki kızına verilmesi çok hoşuma gitmişti okurken. bir konu daha var hoşuma giden: kitapta fotoğraflara verilen önem, cemal'in fotoğraflara baktığı açı. behçet bey'in atiye'nin resmine bakmasını öyle güzel anlatıyor ve onu o kadar iyi anlıyor ki! hatta bazen aklına geliyordu o an. evet ben de maalesef birinin fotoğraflarına değer vermiş/galiba şu anda da vermekte olan biri olarak çok içlendim buna. bir de sabiha'nın fotoğrafını atiye'nin fotoğrafı ile yan yana koymaya korkması... cemal, empati kurabilen, insanı anlayabilen, duygusal biri ama mümtaz'dan çok farklı. ben sonda intihar etmesini bekledim aslında. şaşırdım, neden etmedi? sonra düşündüm, neden etsin ki? gerçi roman yarım kaldı diyenler de var ama etmesi için bir sebep de yoktu bence. sabiha direkt ortadan kaybolmuş, nuran gibi yapmamış. ve cemal'in tutunabileceği yerler yine var. mümtaz'ın yoktu. neyse... ihsan'ı anlatayım biraz. malum önce burada gençliğini okuduğumuz, sonra huzur'da yaşlanıp hasta olduğu döneme atladığımız adam. onu da sevdim ben. bu kitabı da rahat okudum o konuda çünkü başına bir şey gelmeyeceğini biliyordum önce huzur'u okuduğum için. macide'nin de mümtaz'ın da birer kere geçiyor adı bu kitapta. keşke mümtaz daha çok anlatılsaymış. cemal gibi birinin gözünden onu görüp okumak çok isterdim. nuran daha çok geçiyor mesela. çok küçük ama olsun. bilmiyorum garip şeyler hissediyorum. boşluğa düştüm bu kitap bitince. huzur'da böyle olmamıştım. umarım bu saçma yazıyı okuyan yoktur iyi günler
Sahnenin Dışındakiler
Sahnenin DışındakilerAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20192,786 okunma
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.