Gönderi

10/10 puan verdi
Üç Silahşor ya da Dört Silahşor
1625 yılının Nisan ayının ilk pazartesi günü d'Artagnan'ın (Dartanyan'ın) silahşor olma isteğiyle başlayan roman, uzun soluklu gözükse de size tek solukta bitmiş hissi verebilir. Kaderin bir cilvesiyle Athos, Porthos ve Aramis'le tanışan d'Artagnan'ın bundan sonraki hayatı artık çok farklı olacak. Çok güzel olduğunu düşünüyorum. İnsanda "neden şimdiye kadar okumamışım?" hissi uyandırıyor. Maceradan maceraya, heyecandan heyecana ilerleyen kitapta adrenalin bir an olsun bile düşmüyor. Kitabın konusuna gelecek olursak; cesaret, sadakat, aşk (ya da bağlılık) ve intikam olduğunu söyleyebiliriz. İlk başlarda bunların hiçbirini göremeyebilirsiniz ama ilerledikçe sadakat ve cesareti, ortalara geldikçe aşkı ve sona geldiğimizde de intikamla karşılaştığımız söylenebilir. Objektif olmak gerekirse intikam konusunda bir daha sorgulamaya itildim diyebilirim çünkü daha önce Dostoyevski "Yeraltından Notlar" kitabında şöyle diyordu: " İnsanın hak yerini bulsun diye öç aldığı söylenir. Şu halde esaslar da ana sebepler de bulunmuştur. Adalet. Bu durumda her açıdan içi de rahatlarsa, artık tamamıyla sakin, hatta iyi, doğru bir iş yaptığına emin olarak öç alır. Halbuki ben bunda ne adaletle, ne erdemle ilgili yön bulurum." Burada Dosto'ya katılıyorum ama eğer yapılan "büyük bir adaletsizlikse" bence intikam da bir seçenektir. Kişiye kalmış bir tercih olduğu kanaatindeyim.
Üç Silahşörler
Üç SilahşörlerAlexandre Dumas · Akvaryum Yayınevi · 20079bin okunma
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.