Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sözlükler, bu kolektif düşüncenin nüfuzuna tanıklık eder. XVII. yüzyılın başında Nicot (1607) ve Cotgrave'ın (1611) söz­lükleri, gout [zevk/tat] maddesine küçük bir yer ayırır ve bura­da rastlanan tek örnek gıda alanındandır. 1679'dan sonra ise tersine, Richelet, Furetiere, Akademi ve Dictionnaire de Trevoux, konuya geniş yer ayırır ve metnin yarısından çoğuna tat sözcü­ğünün mecaz anlamı hakimdir. İnsanlar uzun zaman, zevk/tat sözcüğünün gıda alanı dışında sadece bir istiare olarak kullanıldığının bilincindey­ diler. 1764'te, Dictionnaire philosophique'i [Felsefe Sözlüğü] yayımladığı sırada Voltairede bunun farkındaydı: "Zevk/tat, yiyecekleri birbirinden ayıran bu duyu, bu yetenek, bilinen bütün dillerde, zevk/tat kelimesiyle, bütün sanatlarda güzel­ lik ve kusurları algılama duyusunu ifade eden bir eğretileme yaratır: bu duyunun ayırt edişi dil ve damağınki gibi hızlıdır ve tıpkı tat alma gibi düşünmeyi önceler; tıpkı onun gibi, iyi olana karşı arzusu ve hassasiyeti vardır ve tıpkı onun gibi kötü olanı isyanla reddeder." Fakat aynı zamanda, bu entelektüel "zevke", fiziksel zevke atfedildiği kadar kesin bir varoluş atfediliyordu. Zevkin kesin bir hüküm verdiği, tıpkı Voltaire gibi, bütün insanların kabul ettiği bir şeydi, çünkü sezgisel ve doğrudan muhakeme şeklini anlatmak için bu metafora başvurulmaktaydı. Bu düşünceler ne kadar ahlaki, ne kadar tinsel olurlarsa olsunlar, yine de XVII. ve XVIII. yüzyılda yemek zevkinin kültürde kazandığı öneme tanıklık ederler. Gerçekten de, bu metaforun, mutfağın inceliğine ve yemek tariflerinin lezzetine duyarsız bir toplum tarafından yaratabileceğini ve bu derece geliştirilebileceğini hayal etmek mümkün müdür? Kaldı ki, eğretilemeli kullanımın da öte yandan, bes­lenme alanında ince zevk fikrinin doğuşunu kolaylaştırmış olması mümkündür. Zira XVII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bu fikir, sanatsal ve edebi beğeni üzerine düşünceleri etkisi altına alır. P. Bouhours şöyle yazıyordu: "İnce zevk, kaynağını ruhtan alan doğal bir histir: salim aklın bir çeşit içgüdüsüdür." Voltaire de pek çok yazısında, iyi yemek zev­kiyle, edebi ve sanatsal zevk arasında bir paralellik olduğu fikrini işledi: "Nasıl ki fiziksel tatlarda kötü zevk, çok ağır ve özenti çeşnilere tav olmaktır; aynı şekilde sanatlarda da, çalışılmış süslemelerden keyif almak ve doğanın güzelliğini koklayamamak, kötü zevktir"
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.