"Sonra bir dağı buruşturur gibi bakmıştık kalın ciltli kitaplara
Kâğıt yere serilirse gürültü koparmış şiirden
Laf işte, sabahtan akşama kadar insanı dolandıran!
Raydaki tren, trendeki adam, adamın belindeki öfke
Usulca toplamıştık ağaçla mürekkebin arasında yatan harfleri
Üzgünlük, seni severim bilirsin
Bizim evin balkonunda çay içmişliğin bile var senin
Şimdi de bana, yalnız tavşanlar mı küser dağına
Bana ömrün gönlünü alacak sözü getir"