Günlerden cumartesi, yani metni okuduğum ancak yorgun zihnimin kelimeleri çağırmakta başarılı olamadığı günün ertesi... Okuyunca gelen güzel bir tadı algılamış olmanın coşkun hazzını bir nebze yitirmiş olsam da zihnim ve kelimelerim daha dinç an itibariyle.
Bu güzel incelemeyle 5-6 sene evvelki 'dalgaların ritmi'ni hatırladım. Anlamakta zorlandığım bir eserdi. Çünkü bilinç akışının bu denli kullanıldığı bir eser daha öncesinde okumamıştım. Yazar, zihnindekileri ortaya döküyordu, anlaşılmak bir kenarda dursun der gibi. Muğlak karakter geçişleri o kadar yumuşaktı ki düşleyenin, düşündekini ortaya dökenin dahi birbirine karıştırdığını, seçemediğini düşünmek çok normaldi. 2 yıl içinde 3 defa yazılmış, lirik gücü yüksek kendi ritmi olan ciddi bir eser var karşımızda. Yazarının ritim arayışı nedeniyle yüksek sesle okuyarak düzelterek yazdığı bu eserin bazı paragraflarını bilinçsizce yüksek sesle defalarca okumuştum ben de :) Bazı paragrafları anlamak için bazı paragrafları da ritminden-dilinden keyif aldığım için. Bu yüzden de kitabı uzun sürede okuyabilmiştim hem böyle zor bir eserle ilk defa karşılaştığımdan hem de güzel bir ritmi olduğundan. Çok enteresan bir tat kalmıştı bende.
Bu incelemenin de lezzetli bir tadı var. Kitabın o belirgin yanını hissettiriyor. Deneyiminizi bizlere güzel bir biçimde sunmuşsunuz, emeğinize sağlık Resul Hocam.