Ya ölmek, bir bilinmeyene gitmek,
Soğuk bir ceset olup kara toprakta yatmak ve çürümek?
O duyarlı sıcak hareket donar, bir çamur haline gelir;
O hayattan haz duyan can ateşli sellere kapılıp kavrulur
Ya da buz tutmuş, üşütücü kaburga yığınlarının üstüne savrulur.
Görünmeyen fırtınalarda hapsolursun
Ve dinmeyen bir şiddetle dünyanın boşluğuna savrulursun.
Daha da kötüsü şu dizginlenemeyen kuşku dolu düşünceler -
Dehşet verici. Şu dünyadaki en aşağılık yaşam bile,
Açlık, yaşlılık, hastalık, ıstırap, mahpusluk,
Ölüm korkusu karşısında bir cennet sayılabilir.