"Kökleri çok derinde olan hikayeler yazıyor Aykut Ertuğrul. Zamanlar arası dolaşan bir gezgine benziyor. Kahramanları seviyor, muhtemelen kendisi de bir kahraman ve kendi kahramanlığını bu şekilde gizliyor. Elindeki kılıcı kalem gibi gösterecek kadar mahir bu konuda. Dördüncü öykü kitabında yeni bir serüvene başlıyor. Dinlenmiş,atını mahmuzlamiş,kalemini kuşanmış. Başlangıçların Sonsuz Mutluluğunu yaşamaya hazır." Diyor Güray Süngü kitabın arkasına yazdığı yazıda.
Ben büyüklere masallar yazdığını düşünüyorum. Öyküleri okurken gerçekten zamanlar arasında yolculuk yapıyorsunuz. Biraz fantastik, biraz tarihi zaman zaman uçuk kaçık ama çok lezzetli öyküler.
Bazısında gözyaşınız hazırda bekliyor bazısında kahkaha.
Yer yer "Vay bee! Tüh bee! Hadi bee! " gibi nidalar atmak işten bile değil.
Kitabı bitirdikten sonra şöyle bir tekrar göz atıyorum öykülere, Kahin'in Günlüğü, Sesler, Makul Saatler ve Yüzyıldan Son Çıkış'ı favorilerime ekleyip kitabı da kitaplığın favoriler köşesine yerleştiriyorum.