Gönderi

Bir gün telefonda yine arandım. Bu seferki gayet yaşlı bir sesti. Anladım: Bizim Zeki Velidî Togan hoca. Kendi kendime "mutlaka hocanın bir işi olmuştur. Olmayınca aramaz" dedim. Çünkü bizim Togan Hoca çok çıkarsal (!) kişi olmuştu. Tahminim doğru imiş. Yıllarca önce Hocanın arsasına tecavüz etmişlerdi. Mahkemede benden tanıklık istiyordu. Adaletin huzuruna yalnız sanık olarak değil ya, arasıra tanık olarak da gidecektik. Hocaya karşı fena halde öfkeli olduğum halde kabul ettim. Çünkü Hoca 80 yaşında olduğu halde hâlâ keyfediyor, ya kongrelere katılıp toylarda yemek yiyor, ya Acem şahının çağrısına uyarak İran'a gidiyor, yahut da Amerika, Avrupa, Hindistan, Pakistan, Japonya, hatta Moğolistan'dan gelen ilmî sorulu mektuplara ilmî cevaplar veriyor, 60 yıldır topladığı notlarını derleyerek hazır duran bunca değerli eserleri yayınlamak zahmetine katlanmıyordu. Mükrimin Halil nasıl "Esâfil-i Şark" kahvelerinde lâklakıyât yaparak bilgisine göre hemen hiç eser vermeden gittiyse Hoca da kendisinden başka kimsenin okuyamayacağı not dosyalarını ziyan edecekti. Kendisiyle bu konuda birkaç defa tartıştım. Hatta aramızda tatsız konuşmalar da oldu. Fakat hiç beni dinler miydi? Ben Türkiye Cumhuriyeti ordusunda askerliğimi er olarak yapmış, Sabahattin Ali üsteğmen olduğu halde ben onbaşı bile olamamıştım. Zeki Velidi ise Başkurt ordusunun başkomutanı idi. Elbet beni dinlemezdi. "Şu türlü dillerde sayfalar dolusu mektuplar yazarak günleri heba etme" dediğim zaman bana, Türk lehçe ve ağızları arasında özel bir lehçe olan ve yalnız kendisi tarafından konuşulan "Togan Lehçesi" ile "ben munlarla yaşayurum" diye cevap verdi. Anlaşılan Hoca övülmekten hoşlanıyordu. Çünkü o mektupları yazanlar onun ilmini övdükten sonra bir mesele üzerinde bilgi istiyorlar. Hoca İstanbul kütüphanelerindeki bazı yazmalara bakarak günlerini ziyan ettikten sonra Almanca, İngilizce, Rusça yahut Farsça cevaplarla birkaç gün daha feda ederek yaşıyordu. Tabiî, ben de bunları "nizâm-ı âlem" taifesinden olduğum için söylüyordum. Dört gruba ayrılan insanlar arasında nizâm-ı âlem grubundan olduğumu vaktiyle Mükrimin Halil söylemişti.
·
4 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.