Gönderi

Çocuğun dünyasının, günlük yaşamla sihirli yaşam olarak ikiye bölünmesi bu çizgi-hikâyelerde başlar. Ve bu hikâyeler çocuklara, etkilenmeye en yatkın oldukları yaştan itibaren çalışmayı aylaklıktan, yavan günlük gerçekleri düşlerinden kopuk olarak algılamalarını öğretmede ilk adımdır. Demek ki çocukların günlük dünyası, hayalî yanı olmayan günlük işlerle doludur, oysa çizgi-hikâye dünyası fantezilerle dolu bir aylaklık dünyasıdır. Çocuklar böylece madde ve ruh arasında bölünerek çevrelerindeki gerçek dünyaya sırt çevirmeye teşvik edilirler. Çocuklar doğaları itibariyle en yakın çevrelerini reddetme eğiliminde oldukları bilindiği halde bu tür çizgi-hikâyelerin, çocukların «taşkın hayal güçlerini» beslediği için savunulmaları, aslında çocukların kafalarına çağdaş toplumun yarattığı kaçış özlemlerini sokmaktan başka bir şey değildir.
·
4 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.