Gönderi

Fotografa bakip "Ah" dedi Sakine,Mustafa yaşayaydı da, Ishakin bugünn askerden döndüğünü görüp öyle öleydi." Mustafa'nın günlerce çığ altında kalan cesedi köye getiril diginde, Sakine daha yirmi beşini bile görmemişti. Kucağındaki yetimin olan bitenden haberi yoktu. İshak el şamarı yemesin diye kadınlığına küstü Sakine. Otunu biçerken de yalnızdı, süt sağarken de, tezek dizerken de. Gözlerinin ne-mini silip değneğine tutunarak kalktı. "Bugün ağlama günü mü deli Sakine, diye kızdı kendine. Tülbendi kaldırıp radyoyu açtı. Erzurum Radyosu'nda türkü saati başlamıştı. Mükerrem Demirtaş, "Hanım Eylen" türküsünü söylüyordu. Mustafa'dan sonra değil oynamak düğüne gitmeye bile tövbe etmiş Sakine'nin yıllar sonra bugün, yüreği kıpır kıpır olmustu. Radyodaki türküye eşlik etti: "Köprünün başlarında Otursam taşlarında Benim sevdiğim güzel On sekiz yaşlarında..." Yaylada kızlar halayının başını çekiyormuş gibi, değneğine yaslanıp ayağını bir adım öne attı. lleri geri gitti, geldi. Kalbinin hızla çarptıgını fark edince durdu. Sonra, "Ant olsun ki," dedi, "Ishak evlendiginde ben de oynayacağım."
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.